Sohbetimiz Bol Olsun

    • Resmi Gönderi

    Göz atalım arkadaşlar, ayakta olanlar,taze haber.

    Okullar ve çalışanlar için bir gün kar tatili var bazı ilçe ve köylerde.

    The content cannot be displayed because it is no longer available.
    • Resmi Gönderi

    Eskiden (hala bir kaç ev var yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş) çatılarda yaşadığımız Kar küreme,kakma işi..Düz bir geniş alan ve çorak ile sıvanmış dambeş(catı da desek olur)

    Zayıf ve hassas,nedeni de toprak çeşidiyle sıvanmış olması.

    Her sene çorak ile ince bir satıh olarak sıvanan dambesler.

    İlginç hikayeler konusunda yazmıştım buda EĞRETİKÖY bloğundan,, okudukça yaşadım o günleri..

    Kar Kakma

    Yazın harman mevsimi kadar olmasa da kış aylarının da kendine has rutinleri vardır. Kesinlikle yapmak zorunda olduğun işleri yazın nasıl aksatırsan zarar ediyorsan, kışın da istenmeyen sonuçla karşılaşırsın. Bu yüzden işler rutinleşmiştir. "gar kakmek" onlardan biridir ve kar yağışına bağlıdır.

    "kakmak" veya "kakdırmak" Eğret sözlüğünde itmek, dürtmek anlamlarına geliyor. Mesela bıçak kakdırırsın, arabayı kakdırırsın, sıradaki birini öne doğru kakdırırsın vs.

    "Gar kakma" ise kısaca dambeşi kardan temizlemektir. Bu yüzden 'dambeş kakma' da denir. Kış gelmeden sıvanarak sağlamlaştırılan, izolasyonu tamamlanan dambeşler yağmur suyundan çok fazla etkilenmez. Çünkü sıvama esnasında verilen akıntı sayesinde yağmur suyu oluklardan şarlar. Kar öyle değil; hemen erimediği için dambeşe yük olur, bekleme süreci uzarsa yavaş yavaş çorağa işleyeceğinden yük de ağırlaşır. Bu yüzden ondan hemen kurtulmak gerekir. Gar kakmanın temel esprisi bu.

    Genellikle karlı kış sabahlarında hayatın bir süreliğine dambeşe çıktığı sanılırdı. Her evin dambeşinde birkaç hareketli garaltı, yan taraftaki komşu dambeş garaltılarıyla şakalaşır, serin ve temiz havada şen kahkahalar yankılanırdı. İşini erken bitiren evine inmez, komşu dambeşi kakmaya devam ederdi. Ta harman zamanında unutuldu sandığımız komşu yardımlaşması, şimdi dambeşte ama bu kez tırmıkla devam ederdi.

    Evet, bu iş tırmıkla yapılıyor. Harman yerinde saman veya badas toplamaya yarayan düz, küçük harman dırmığıyla. Önüne kattığın kar tabakasını sıyırarak dambeşten aşağı atıyorsun. Kar hafifse ve dambeşin fiziki durumu uygunsa bu iş zevkli bile olabilir. Amma 10 santim fazlası kar kalınlığında işler zorlaşır. Kakmaya başladığın noktada hızlı hareket edebilirsin; ancak ilerledikçe kürüyeceğin kar miktarı çoğaldığı için fazla güç harcaman gerekir. Yavaşlarsın mecburen. Sakın ha durma, durursan işler can sıkıcı bir hal alır. O bir anlık duraklamada bile tabanı hafifçe donar ve sen onu tırmıkla artık yerinden gıyneştiremezsin. Birkaç postada vuracağın darbelerle orayı ancak temizleyebilirsin.

    Kakılacak karın cinsine de bağlıdır işin zorluğu. Kar kuru ise, yani tamamen donmuş ise onu hareket ettirmek kolaydır. Hafiften erimeye başlamış sulu kar kakmak en berbatıdır. Onu tek sürüşte dambeş dışına indirmek pek mümkün olmaz. Bu yüzden sürüş mesafesini kısa tutmak gerekebilir. Bunun yolu, önce saçak kenarlarından birkaç metrelik kısmı temizlemek, sonrasında daha gerideki kısımları aşağı atmaktır. Eğer dambeşin dört cephesi yoksa yandın demektir. Hele bir de tek cepheliyse, Allah kolaylık versin; hepsini aynı saçaktan aşağı atmak zorundasın.

    İşi kolaylaştırmanın bir yolu da fazla kar birikmesini beklemeden bu işi yapmaktır. Kar dinsin de çıkarım diye düşünürsen olmaz. Bazan kar yağarken de kakman gerekebilir. Gece kar yağarken ortalık aydınlık olur, gece de olsa dambeşe çıkmaya erinmemeli. Sabah kalktığında 30 santim karı görünce ne yapacaksın. Böyle bir durumla karşılaşmamak için günde iki kere gar kaktığımız olmuştur.

    Tamam, işin özü dambeşteki karı aşağı indirmek; ama bu basit işi yaparken bile dikkat etmen gereken hususlar var. Tırmık kullanılacağını söyledik, bunun dışında tamamen erime sürecine girmiş kar için dambeşe çıkmaman gerektiğini de unutma. Böyle bir durumda dambeş çamurdur çünkü; bastığın yerde ayak izin kalır ve orada biriken su yol bulup aşağı akar. En iyisi eriyen karı kendi haline bırakmak, nasılsa o kendi kendini yiyip bitirir.

        Dambeş sıvarken saçaklar ve olukların durumuna özen gösteriliyordu. Kışın kar kakarken yine olukları gözetmek gerekir. Saçaktan aşağı bıraktığımız noktaya dikkat etmeli, orada oluk bulunmadığından emin olmalıyız. Yoksa karla birlikte oluk da kendini aşağıda bulur. Zaten oluk dediğin ne ki, açılıp uzatılmış bir teneke parçası, yahut bir boru eskisi. Onu bırak düşürmeyi, kımıldatmak bile sakıncalı. Çorakla birleşme noktası açılırsa oradan su alabilir.

    Eskiden özellikle ocak baca delikleri dambeş yüzeyi seviyesinde kalırdı. Özel bir baca yükseltisi olmazdı. En fazla baca deliğinin çevresinde bir kaç taş olurdu, o kadar. İşte kar kakma sırasında dikkat edilmesi gerekli ikinci husus bu baca deliği olmalıdır. Kenardaki taşların veya kar topaklarının ocaktaki tencereye düşmesini istemeyiz.

    Dambeşe çıkış için merdimandan başka yol yok; lakin işi bitirip inerken alternatifler çoğalır. En kestirmesi ise kakılan kar yığınları üzerine yumuşak iniş yapmaktır. Bir dambeş boyu 2,5 - 3 metre diyelim, kar üstüne adım atıp inebildiğimize göre demek ki 2 metre yüksekliğinde bir kar yığını oluşmuş oluyor. Her zaman değil tabi, ama çoğunlukla böyle olurdu saçak altları.

    Üşünmez olunur mu, elbette çok üşürdük bütün bunlar olup biterken. Amma ocakta tıkırdayan taharnanın sarımsak-nane-kekik karışımı enfes kokusu karşılardı bizi eve girince. Kaşıkladıkça ısınırdık.

    Bize mi öyle geliyordu, yoksa gerçekten fazla mı kar yağıyordu bilinmez; Anıtkaya sokaklarında, yolun iki yanında dağ gibi kar yığınları bir kaç ay öylece kalırdı.