Ocak Ayı Tahmini (İlk yarı)

    • Resmi Gönderi

    Özet //

    Bu paragrafta değerlendirdiğim verilerin özetini (mealini) yazacağım. Teknik olarak işin detayını ve verilerin analizini okumak isteyenler bundan sonraki paragrafları okuyarak bilgi sahibi olabilirler.

    Son model tahminlerinde, Ocak ayının ilk yarısında Avrupa’ya inmesi beklenen soğuk hava dalgası Türkiye yerine daha çok Batı ve Orta Avrupa’ya yöneliyor. Özellikle 5–8 Ocak arasındaki kar getirebilecek sistem, yeni koşumlarda zayıfladı ve İstanbul için kar ihtimali epey düştü. 9–11 Ocak’ta da yüksek basınç ve nispeten daha ılıman bir hava görünüyor. 12–15 Ocak civarı modeller tekrar değişebilir, ufak bir soğuk ihtimali var; ama henüz güçlü bir kar sinyali vermiyorlar. Yani mevcut tahminlere göre İstanbul’da 5–15 Ocak döneminde kar beklenme olasılığı oldukça azalmış durumda. Her gün güncellenen modellerle durum değişebileceğinden, önümüzdeki birkaç günkü tahminleri takip etmekte fayda var.Mevcut Model Eğilimleri ve Olası Senaryolar

    3.1. 5–8 Ocak Periyodu

    • Daha önceki tahminlerde, negatif AO/NAO ile beraber İstanbul dahil Türkiye’de soğuk bir senaryo ve kar ihtimali vardı.
    • Son güncellemeler (örneğin ECMWF 29 Aralık 00z) 5–8 Ocak’ta anlamlı bir trof uzantısı göstermiyor; soğukların Avrupa’nın batı/orta kesimlerinde sıkışması daha olası.
    • Dolayısıyla bu dönemde İstanbul’da kar ihtimali bir hayli azalmış görünüyor.

    3.2. 9–11 Ocak Periyodu

    • Model çıktıları, 8–10 Ocak itibarıyla AO/NAO’nun nötre yaklaşması veya hafifçe pozitife dönmesi senaryosuna döndü.
    • Bu, yüksek basınç alanının Balkanlar-Doğu Avrupa hattında konumlanmasıyla Türkiye’ye soğuk girişini engelleyebilir.
    • İstanbul özelinde, belki ortalamaya yakın veya biraz üzerinde sıcaklıklar ve daha ziyade yağışsız/yağışın yağmur şekli baskın bir durum söz konusu olabilir.

    3.3. 12–15 Ocak ve Sonrası

    • Bazı ansamble üyelerde 10 Ocak sonrası “ikinci bir soğuma” ihtimali görülüyor; ancak operasyonel çıktılarda henüz güçlü bir işaret yok.
    • Stratosfer-troposfer etkileşiminin gecikmeli yansıması sonucu, kutup soğukları bu dönemde doğuya doğru kayarsa, İstanbul’da kar penceresi tekrar açılabilir.
    • Fakat mevcut tabloya göre, ilk döneme kıyasla daha düşük bir olasılık söz konusu. Netleşmesi için birkaç koşuma daha ihtiyaç var.


    ................................................................................................................................................................................................................................................................................................................


    Yukarıda bahsettiğim detaylı veri analizi buradan sonra başlıyor. Herkese keyifli forumlar..

    1. Stratosferik Durum ve Polar Vorteks Analizi

    Zonal Rüzgârlar (10 hPa, 60°N) ve Stratosferik Dalga Faaliyeti

    • Zonal Mean U (10 hPa, 60°N) grafikleri (GEFS, ECMWF vb.) incelendiğinde, yıl sonundan (2024 sonu) itibaren kutup civarında rüzgârların belirgin şekilde zayıfladığını görüyoruz. Göstergeler 1–3 Ocak civarında en düşük değerlere yakın, sonrasında ise 5–7 Ocak’tan itibaren tekrar güçlenmeye başlayan bir eğilim sunuyor.
    • Dalga Genlikleri (Wave 1, Wave 2, Wave 3) grafikleri (özellikle 10 hPa seviyesinde) 4–5 Ocak civarında Wave-1’in (ör. 1400–1500 gpm civarı) oldukça yüksek değerlere ulaştığını; Wave-2’nin ise orta seviyede kaldığını gösteriyor. Wave-1’in bu kadar güçlenmesi genellikle “displacement tip” (yani polar vorteksin tamamen parçalanmasından ziyade, yer değiştirmesiyle sonuçlanan) bir ısınmaya ya da en azından “minor warming” türü bir sürece kapı aralar.
    • EP-Flux ve Divergence görsellerinden (örneğin 06–08 Ocak 2025 GFS Zonal Mean U & EP-Flux haritaları) dalga aktivitesinin 30–50°N enlemleri üzerinden stratosfere doğru güçlü bir akış gösterdiği anlaşılıyor. Bu da stratosferik sirkülasyonda (özellikle polar vorteks üzerinde) dalga kırılmalarıyla sonuçlanabilen, rüzgâr zayıflamasına katkı sağlayan bir durum.
    • Eddy Heat Flux (40–80°N, “y’T’ ”) panelleri (6 Ocak, 8 Ocak, 11 Ocak gibi zamanlara ait) de benzer şekilde, orta ve üst stratosfere doğru ısı taşınımının (yatay ve dikey bileşenleriyle) arttığını teyit ediyor. Eddy Heat Flux tipik olarak stratosferik ısınma ihtimalini yükseltir; bu da polar vorteksin zayıflamasına katkı sağlar (örneğin Limpasuvan ve Hartmann, 1999; Polvani ve Waugh, 2004).

    Bu tablo bize, 1–10 Ocak civarında stratosferde en azından bir “minor warming” veya güçlü bir vorteks yer değiştirmesi (displacement) olabileceğini düşündürüyor. Bunun tam anlamıyla “ani stratosferik ısınma (SSW)” boyutuna ulaşıp ulaşmayacağı ise, model güncellemelerinde netlik kazanacaktır. Fakat veriler, az da olsa SSW eşiğini zorlayabilecek bir zayıflamayı işaret ediyor.


    Stratosfer – Troposfer Etkileşimi

    • Stratosferde yaşanan bir “ısınma” ya da vorteksin kaymaya uğraması; yaklaşık 1–3 hafta gecikmeyle troposferik dolaşıma (AO/NAO fazına, coğrafi konumunuza göre soğuk dalgaların inmesi vb.) yansıyabilir (Baldwin ve Dunkerton, 2001).
    • Gönderilen AO (Arctic Oscillation) ve NAO (North Atlantic Oscillation) çoklu ansamble grafiklerinde, 31 Aralık – 3 Ocak aralığında AO’nun kuvvetli negatif değerlere inmesi, sonrasında 5–10 Ocak döneminde ise kademeli bir toparlanma görülüyor. NAO’nun da benzer şekilde 1. haftada negatif, 2. haftada ise nötr/pozitif değere doğru hareket ettiğini görmekteyiz.

    Bu, stratosferdeki zayıflamanın troposfere bir miktar aşağı doğru aktarılma ihtimalini doğruluyor; özellikle 1. haftada (3–8 Ocak civarı) AO ve NAO daha negatif seyrettiğinden, kutup kaynaklı soğukların orta enlemlere inmesi için bir fırsat penceresi oluşabilir. Ancak 2. hafta (9–15 Ocak) itibarıyla AO/NAO değerleri toparlanmaya (daha nötr ya da hafif pozitif) geçerse, soğukların kalıcılığı sorgulanır hâle gelebilir.


    2. Troposferik Durum ve Bölgesel 500 hPa Anomalileri

    ECWMF / GFS 500 hPa Yükseklik Anomali Haritaları

    • Paylaşılan 13 Ocak 2025 (360. saat) ECMWF Ens. 500 hPa anomali haritasında, Türkiye’nin batısına kadar uzanan, ancak özellikle Karadeniz’in kuzeybatısından (Doğu Avrupa üzeri) daha belirgin negatif anomalilerin sarktığı bir yapı dikkat çekiyor. Buna karşın Türkiye’nin doğusuna doğru (haritada sarı renkli alan) hafif pozitif anomali gözlemleniyor.
    • Bu tip “kuzeybatıdan uzanan trough” ve doğuda pozitif anomali (örneğin, zayıf bir ridge) konfigürasyonu, Balkanlar veya Karadeniz üzerinden soğuk hava taşınmasını tetikleyebilir. Ancak sistemin derinliği, soğuk havanın miktarı ve siklonik aktivitenin kuvveti kar ihtimalini belirleyen en önemli faktörlerden biri olacaktır.

    Dalga Etkinliği ve Potansiyel Keskin Soğuk Girişleri

    • Gönderilen 500 hPa dalga amplitüdleri (wave 1, wave 2, wave 3) verilerinde, özellikle 3–5 Ocak civarında wave 1 ve wave 2 bileşenlerinin dalgalanarak güçlendiği görülüyor. Bu; Atlantik üzerinden veya Sibirya üzerinden gelen uzun dalga sırt/çukur yapılarına işaret edebilir.
    • 7–8 Ocak’tan sonra wave-1 düşmeye başlarken wave-2 nispeten daha zayıf ama dalgalı bir seyir gösteriyor. Bu da troposferik dalga yapısının çok “blokaj tipi” değil, daha mobil ve değişken nitelikte gelişebileceğini düşündürüyor.


    3. AO/NAO ve MJO Etkileri

    • AO: Negatif AO genelde kutup etrafında blokajların, soğuk hava salınımlarının orta enlemlere inmesinin önünü açar. Yukarıda bahsettiğimiz gibi 5–10 Ocak arası AO düşük seyrediyor, sonrasında hafif toparlanma var.
    • NAO: Negatif NAO, Atlantik’teki Batı rüzgârlarını zayıflatır, Grönland civarına bir blokaj veya yüksek basınç konumlanmasına ortam sağlar, Avrupa’ya doğru soğuk hava infilakları kolaylaşır. Yine 5 Ocak sonrasından itibaren NAO nötr ya da nötre doğru gidiyor, bu da “soğuk gelir ama kalıcılığı belirsiz” bir durumu ima ediyor.
    • MJO (Madden-Julian Salınımı) grafiği RMM fazlarında 4–5–6 civarında görünüyor. Genelde faz 6–7, kışın Doğu Akdeniz / Türkiye çevresinde bazen soğuk ataklarla ilişkilendirilebilir ancak bu etkileşim gecikmeli ve her zaman 1:1 sonuç üretmeyebiliyor (telekoneksiyonların diğer faktörlere de bağlı olması nedeniyle).


    5. Literatür ve Ek Yorum

    • Stratosferik ısınmaların (SSW veya minor warming) 2–3 hafta sürebilen troposferik yansımaları olabilir (Baldwin ve Dunkerton, 2001). Bu yüzden Ocak’ın ilk yarısında AO/NAO’nun dalgalı seyri şaşırtıcı değildir.
    • Wave-1 tipi güçlü dalga kırılmaları, çoğunlukla vorteksin yer değiştirmesi (displacement) ile sonuçlanır. Bölünme (split) tipi olaylar ise genelde Wave-2’nin güçlü olduğu durumlarda görülür (Charlton ve Polvani, 2007). Bu kez verilerde Wave-1 öne çıktığından, “displacement” senaryosu daha olasıdır. Displacement senaryolarında da Avrupa tarafına soğuk salınımları yaşanabilir, ancak soğukların nerede ve ne kadar kalıcı olacağı, troposferik dalga yapısına ve blokajın konumuna bağlıdır.
    • MJO etkisi, kış aylarında Atlantik ve Avrupa hava durumu üzerinde ek modülasyon yaratabilir (Cassou, 2008). Ancak tahmin ufku uzadıkça belirsizlik artar, bu yüzden MJO’nun sinyalini net takip etmek zorlaşır.