- Resmi Gönderi
ÖLÜDENİZ'İN HİKAYESİ
Rivayete göre eski zamanlarda bu bölgede sefer yapan genç bir denizci günün birinde Ölüdeniz'in açıklarında fırtınaya yakalanmış.
Azgın dalgalardan teknesini ve canını kurtarmak için çabalarken, kıyıdaki kayalıkların üzerinde kendisine işaret vermeye çalışan birini fark etmiş. Son bir umutla, kayalıkların tehlikeli olabileceğini düşünmesine rağmen küreklere asılmış ve kayalıklara yaklaşmış.
Bir süre sonra o kayalıkların arasında denizin bir boğaz yaptığını ve köpüklü dalgaların yerini sakin sulara bıraktığını görmüş. Canını kurtaran kişinin genç ve güzel bir kız olduğunu anlayınca, yüreği bu kez başka türlü kabarmış. Aşık olmuş bu güzeller güzeline.
Belce isimli genç kız da bu aşkı karşılıksız bırakmamış. Onun da gönlü yakışıklı denizciye düşmüş. Genç adam o günden sonra her seferinde sevdiğini görmek için Ölüdeniz'in kayalıklarına dümen kırmış. Belce de hep kayalıklarda onu karşılamış.
Genç denizci babasıyla birlikte çıktıkları bir başka seferde yine aynı yerde fırtınaya yakalanınca, o bildik korunaklı boğaza tekneyi götürmek için yine kayalara yönelmiş. Ancak babası oğlunun kayalıkların üzerinde bekleyen genç kıza yaklaşmaya çalıştığını sanmış ve bunun tehlikeli olacağını söyleyip tekneyi ters yönde uzaklaştırmaya çalışmış. Oğluna da çok kızmış. Genç denizci ne dediyse, babasını inandıramamış; aralarındaki tartışma da şiddetlenmiş. Birbirlerine güç yoluyla hükmetmeye çalışırlarken genç adam babasının bir darbesi ile suya düşüp, azgın dalgaların arasında kaybolmuş.
Bu olaya tanıklık eden güzel Belce bunun üzerine kayalıklardan kendisini aşağıya bırakıp, canına kıymış.
Baba yaşadıklarından duyduğu acıyla şoka girmiş. Yönetimsiz kalan tekne dalgaların ve rüzgarın etkisiyle tam da o boğaza sürüklemiş. Adam boğazın ve içerdeki lagünün durgun suyunu görünce, bir kez daha acıya boğulmuş. Hem oğluna hem de canına kıyan o güzeller güzeli Belce'ye içi yanmış, kahrolmuş.
Bu olaydan sonra o durgun suların olduğu lagüne Ölüdeniz, hemen yanı başındaki kumsala, biraz da yazık oldu dercesine, Belcekız demişler.