ISLAM-İMAN-İLMİHAL KONULARI

  • *DİKKAT !! ZİLHİCCE AYINDA TUTULAN ORUCUN FAZİLETLERİ*

    *12 Ağustos pazar günü Zilhicce orucunun ilk günü oluyor.*

    ( Cumartesi sahura kalkılacak inşaAllah )

    Peygamber Efendimiz (sav) bugünlerin önemini şöyle ifade ediyor:

    *"Salih amellerin Allah'a en ziyade sevgili oldugu günler bu on gündür!* Ondaki her bir günün orucu bir yıllık oruca (sevapça) eşittir. *Ondaki bir gece kıyamı (ibadetle ihya edilmesi) Kadir gecesinin kıyamına (ihyasina) eşittir.*

    Peygamber Efendimizin zevcesi Hafsa (r.a) diyor ki:

    *"Resulullah* (sav) dört şeyi terk etmezdi:

    *Aşure günü orucu, Zilhicce'nin on günü orucu, her ay üç gün orucu ve sabahın iki rekât sünneti."*

    Ebu'd-Derda (r.a) Zilhicce ayinin önemini söyle anlatiyor: *"Zilhiccenin ilk 9 günü oruç tutmali, çok sadaka vermeli, çok dua ve istiğfar etmelidir.* Çünkü Resulullah (sav):

    "Bu on günün hayır ve bereketinden mahrum kalana yazıklar olsun" buyurdu.

    *Zilhicce'nin ilk dokuz günü oruç tutanın, ➡ömrü bereketli olur, malı çoğalır, çocuğubelâlardan korunur, günahlari affedilir, iyiliklerine kat kat sevab verilir, ölüm anında ruhunu kolay teslim eder, kabri aydınlanır, Mizan'da sevabı ağır basar ve cennette yüksek derecelere kavuşur."*

    ???????

  • 1- #SORU: Kurban kesmek kime vaciptir ve hangi güne kadar vakti vardır ?

    #CEVAP: Kurban Bayramında, ibadet niyeti ile kurban kesmek hür, mûkîm yani yolcu

    olmayan, müslüman ve zengin kimseye vaciptir.

    Zenginden maksat; temel ihtiyaçlarının dışında, artıcı olsun olmasın, en az 80.18 gram

    değerinde {yaklaşık 16.000 bin lira} bir mala sahip olan, fître vermekle yükümlü olan

    kimselerdir.

    Kurban günleri üç gündür. Fakat en faziletli olanı birinci günüdür. Kurban kesme günleri;

    Kurban bayramının birinci gününün şafağından başlar, son günün sonuna kadar devam

    eder. Bu günden sonra kurban kesmeğe gücü varken kurban kesmeyip de daha sonra fakir

    düşen kimsenin, buradaki vaciplik üzerinden düşmüş olmaz.

    Kurban yükümlülüğü için akıl ve büluğ şarttır. Bundan dolayı çocukların ve mecnûn olanların

    mallarından kurban kesilmesi gerekmez. Fetva da buna göre verilir.

    Velileri onlar adına onların mallarından kesecek olsalar, kurban bedelini onlara ödemeleri

    gerekir. Ancak bir kimsenin kendi malından çocuğu için kurban kesmesi mendup olur.

    Şafî mezhebine göre ise, kurban kesmek vacip değil, sünnet-i müekkededir.

    {İbn-i Abidin, Ömer Nasûhi Bilmen}

    Kurbanın meşru olması; Din, ahlak ve toplum yararı bakımından birtakım hikmet ve

    hâcetlere dayanır. Bunu değerlendiremeyecek bir akıl sahibi olamaz !!

  • The content cannot be displayed because it is no longer available.

    Bolu'dan bir kardeşimiz göndermiş alıntıdır.

  • UsTaD Hocam lütfen dini konulara siyaseti karıştırmayalım.

    Genel sohbet bölümünden devam edebilirsiniz.

    Not: genel sohbet bölümünde olsa orda siyaset tartışmana müsade edilmeyecektir.

    :komik:

    • Resmi Gönderi

    Mesele milli bir mesele. Partiyle işimiz yoktur.Sorun hepimizin sorunu.Namaz saatleri olması yeterlidir. Bu yüzden mesajın bir sakıncası yoktur >>>WinteR<<< hocam :rahat:

  • Kurbanın Cinsi ve Kusurlu Olup Olmaması

    6- Kurbanlar yalnız koyun, keçi, deve ve sığır cinsi hayvanlardan kesilebilir. Mandalar da sığır cinsindendir. Bunların erkekleri ile dişileri eşittir. Ancak koyun cinsinin erkeğini kurban etmek daha faziletlidir. Keçinin erkeği ile dişisi kıymetçe eşit olsalar, dişisini kesmek daha faziletli olur. Aynı şekilde devenin veya sığırın erkeği ile dişisi et ve kıymet bakımından eşit olsalar, dişisinin kurban edilmesi daha faziletlidir.

    7- Koyun ile keçi ya birer yaşını doldurmalı veya koyunlar yedi sekiz aylık olduğu halde birer yaşında imiş gibi gösterişli bulunmalıdır.

    Deve, en az beş yaşını, sığır da en az iki yaşını bitirmiş bulunmalıdır.

    8- Tavuk, horoz ve kaz gibi evcil hayvanlar kurban olamaz. Bunları kurban niyeti ile kesmek tahrimen mekruhtur. Çünkü bunda Mecüsîlere benzeyiş vardır. Etleri yenilen vahşî hayvanlar da kurban edilmez.

    9- Koyun ve keçiden her biri yalnız bir kişi adına kurban edilir. Bir deve veya bir sığır, bir kişiden yedi kişiye kadar kimseler için kurban edilebilir. Ancak bu ortakların hepsi müslüman olup her biri kendi hissesine malik olmalı ve Allah rızası için bir ibadet niyeti taşımalıdır.

    Ortaklar kesilen kurbandan hisselerini tartı ile ayırırlar, göz kararı ile ayıramazlar.

    (İmam Malik'e göre bir sığır, bir manda veya bir deve bir aile halkından yedi ve daha çok kimse için kurban olabilir, bu caizdir. Fakat başka başka aileler için, yediden az olsalar da caiz olmaz.)

    10- Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, uyuz ve deli olmasında, doğuştan boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzunun azı kırık bulunmasında, kulaklarının delinmiş veya enine yarılmış olmasında, kulaklarının uçlarından kesilip sarkık bir halde bulunmasında, dişlerinin azı düşmüş olmasında, cinsel organı bulunmamasında, burulmuş olarak bulunmasında bir sakınca yoktur; bu hayvanlar kurban edilebilirler.

    11- İki gözü veya bir gözü kör, dişlerinin çoğu düşmüş veya kulakları kesilmiş, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış, kulağının veya kuyruğunun yarıdan fazlası veya memelerinin başları kopmuş, kulakları veya kuyruğu yaratılışında bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.

    12- Kurbanın semiz olması daha faziletlidir. Kemikleri içinde iliği kalmamış derecede zayıf veya aksak ayağını yere basıp kesileceği yere kadar topal veya aşikar bir halde hasta bulunan bir hayvan da kurban olamaz.

    13- Kurban kesmekle yükümlü olan bir kimsenin satın aldığı kurbanda yukardaki kusurlardan biri sonradan meydana gelse, yerine başkasını alıp kesmesi gerekir. Fakat fakir bir kimsenin aldığı kurban böyle kusurlanırsa, yine kurban olarak kesilmesi caiz olur, yerine başkasını alması gerekmez. Hatta böyle kusurlu bir hayvanı satın alıp kurban kesmesi de yeterli olur. Çünkü bu kurban o fakir için bir nafiledir. Nafilelerde ise, genişlik ve kolaylık vardır.

    (Üç imama göre, zengin için de yeterli olur. Başkasını almaya gerek yoktur.)

    14- Zengin kimsenin aldığı kurban henüz kesilmeden ölse, yerine başkasını alması gerekir. Fakir kimsenin aldığı kurban ölse, başkasını alması gerekmez.

    15- Zengin kimsenin aldığı kurban kaybolduktan veya çalındıktan sonra yerine başkası kurban edilmiş olsa ve ondan sonra da kaybolan kurban bulunsa bunu da kesmesi gerekmez. Çünkü üzerine düşen vacibi yerine getirmiştir. Fakat bu duruma düşen fakirin o bulunan kurbanı kesmesi gerekir; çünkü fakirin satın aldığı kurban, kurban olmak üzere belirlenmiştir; kendisine vacib olmadığı halde, bunun kurban olmasını kendisine gerekli kılmıştır.

    16- Kurban için alınan hayvan çalındıktan veya kaybolduktan sonra onun yerine başkası alınıp ondan sonra nahr (kurban kesme) günleri içinde bulunsa, bakılır: Sahibi zengin ise bu iki kurbandan dilediğini keser. Ancak sonradan almış olduğu hayvanın kıymeti ilk hayvandan daha az olur da bunu kesmiş olursa, aradaki kıymet farkını sadaka olarak vermesi gerekir. Fakat kurban sahibi fakir ise o iki hayvanı da kesmesi gerekir. Çünkü bu kurbanlar fakir hakkında birer adak yerindedir. Bir görüşe göre de, bunlardan yalnız birini kesebilir.

    17- Kaybolan kurbanlık yerine alınan ikinci kurbanlık hayvan daha kesilmeden nahr günlerinden sonra önceki kayıp hayvan bulunsa, bunların sahibi hiç birini kesmez, bunların en kıymetlisini sadaka olarak verir.