Teşekkür ederim hepinize. Sistemle alakalı spesifik sorularınızı (yağış miktarı , örtü derinliği vs..) sistemden 24 saat öncesinde sorarsanız , doğruluk oranı daha yüksek cevaplar verme şansım olacaktır..
Sarp Özdoğan tarafından yazılan gönderiler
-
-
22 Şubat Sistemi // Analiz
22 Şubat 2025 tarihli ECMWF model çıktıları incelenerek Marmara ve Karadeniz bölgelerindeki soğuk hava dalgası ile kar yağışı potansiyeli değerlendirilmiştir. Analizde 500 hPa ve 850 hPa seviyelerindeki termodinamik parametreler ile 500 hPa geopotansiyel yükseklik ve rüzgâr verileri temel alınmıştır.
Gözlemler: 500 hPa seviyesinde sıcaklıklar -38°C ile -40°C aralığında (yer yer -43 , -45°C) kaydedilmiştir. Bu değerler, üst troposferde belirgin bir soğuk hava kütlesinin varlığına işaret etmektedir.-Dinamik Etki: Troposferik soğuk çekirdek, termal kararsızlığı artırarak konvektif aktiviteyi tetikleyebilir. Özellikle deniz yüzeyi ile üst seviye arasındaki sıcaklık gradyanı (>45°C), nemli hava kütlelerinin hızlı yükselmesine ve kümüliform bulut oluşumuna yol açabilir.
- Karadeniz üzerinden taşınan nem, deniz etkisi (sea-effect) mekanizmasıyla kar yağışlarını destekleyecektir. Marmara’da ise kuzeyli rüzgârların Trakya üzerinden soğuk adveksiyonu, kıyı kesimlerde dahi yoğun kar sağanaklarına neden olabilir.
Marmara ve Karadeniz’de 850 hPa sıcaklıkları -8°C ile -12°C arasında ölçülmüştür.
-Bu seviyedeki sıcaklıklar, yüzeyde kar oluşumu için termodinamik koşulları sağlamaktadır.
* Karadeniz’de deniz yüzey sıcaklığının (~8-10°C) üst seviye soğuk hava ile etkileşimi, konvektif kar yağışlarını besleyecektir. Marmara’da ise yüzey sıcaklığının +1/+3°C civarında seyretmesi , yani güneş açması durumunda bile, kuvvetli yağış anında sıcaklık düşüşleri gözlenebilir.
Trofun varlığı, soğuk havanın bölgede uzun süre kalmasını sağlayarak kararsızlığı sürdürür. Ayrıca, 500 hPa’daki güçlü jet akımları (~70-80 knot), siklonik vortisiteyi artırarak yağış şiddetini desteklemektedir.Sistemin yavaş hareket etmesi halinde, Karadeniz kıyılarında deniz etkisi kar yağışları 72-96 saat boyunca devam edebilir. Marmara’da ise kısa süreli ancak yoğun kar sağanakları beklenmektedir. Sistem anında radar takibi yapmak bu durumda daha mantıklı olacaktır. Güncel verilere göre DEK bandı alan bir bölge uzun süreli yoğun kar sağanaklarına maruz kalacaktır.
* Kuzeybatılı rüzgârlar ve 850 hPa’daki soğuk hava, İstanbul ve diğer Marmara illerinde , özellikle Yüksek rakımlı bölgelerde (+100-150mt) +40cm kar birikimi gözlenebilir.
- Kıyı kesimlerde ise bir miktar daha düşük olacaktır birikim doğal olarak. Fakat Bant yakalayan yerler muazzam birikim alacağını düşünüyorum.
- Batı Karadeniz (Zonguldak, Kastamonu,Düzce,Bolu) ve Doğu Karadeniz (Trabzon, Rize) kıyılarında deniz etkisi nedeniyle saatte 3-5 cm yoğunlukta kar yağışı öngörülmekte.
- Yüksek rakımlı iç kesimlerde (+150-200mt) kar kalınlığı 60-70 cm’yi aşabilir.
- ECMWF modeli, soğuk hava kütlesinin 20-25 Şubat arasında etkili olacağını öngörmektedir. Ancak trofun konumu ve hızına bağlı olarak tahminler ±12 saat değişebilir.- Daha doğru sonuçlar için 48 saat öncesindeki yüksek çözünürlüklü model güncellemeleri takip edilmelidir.
-
Sarp Özdoğan ayakta alkışlıyorum, ne kadar üzülsem de haklı çıktın. 2025/2026 kışı bizim senemiz olur inşallah. :alkıs:
Estağfurlah. Verileri yorumladık sadece . Şubat ayı için de bir analiz yaparız yakın zamanda. Vadenin yakınlaşmasını bekliyorum daha çok veriyi yorumlamak adına
-
Özet //
Bu paragrafta değerlendirdiğim verilerin özetini (mealini) yazacağım. Teknik olarak işin detayını ve verilerin analizini okumak isteyenler bundan sonraki paragrafları okuyarak bilgi sahibi olabilirler.
Son model tahminlerinde, Ocak ayının ilk yarısında Avrupa’ya inmesi beklenen soğuk hava dalgası Türkiye yerine daha çok Batı ve Orta Avrupa’ya yöneliyor. Özellikle 5–8 Ocak arasındaki kar getirebilecek sistem, yeni koşumlarda zayıfladı ve İstanbul için kar ihtimali epey düştü. 9–11 Ocak’ta da yüksek basınç ve nispeten daha ılıman bir hava görünüyor. 12–15 Ocak civarı modeller tekrar değişebilir, ufak bir soğuk ihtimali var; ama henüz güçlü bir kar sinyali vermiyorlar. Yani mevcut tahminlere göre İstanbul’da 5–15 Ocak döneminde kar beklenme olasılığı oldukça azalmış durumda. Her gün güncellenen modellerle durum değişebileceğinden, önümüzdeki birkaç günkü tahminleri takip etmekte fayda var.Mevcut Model Eğilimleri ve Olası Senaryolar
3.1. 5–8 Ocak Periyodu
- Daha önceki tahminlerde, negatif AO/NAO ile beraber İstanbul dahil Türkiye’de soğuk bir senaryo ve kar ihtimali vardı.
- Son güncellemeler (örneğin ECMWF 29 Aralık 00z) 5–8 Ocak’ta anlamlı bir trof uzantısı göstermiyor; soğukların Avrupa’nın batı/orta kesimlerinde sıkışması daha olası.
- Dolayısıyla bu dönemde İstanbul’da kar ihtimali bir hayli azalmış görünüyor.
3.2. 9–11 Ocak Periyodu
- Model çıktıları, 8–10 Ocak itibarıyla AO/NAO’nun nötre yaklaşması veya hafifçe pozitife dönmesi senaryosuna döndü.
- Bu, yüksek basınç alanının Balkanlar-Doğu Avrupa hattında konumlanmasıyla Türkiye’ye soğuk girişini engelleyebilir.
- İstanbul özelinde, belki ortalamaya yakın veya biraz üzerinde sıcaklıklar ve daha ziyade yağışsız/yağışın yağmur şekli baskın bir durum söz konusu olabilir.
3.3. 12–15 Ocak ve Sonrası
- Bazı ansamble üyelerde 10 Ocak sonrası “ikinci bir soğuma” ihtimali görülüyor; ancak operasyonel çıktılarda henüz güçlü bir işaret yok.
- Stratosfer-troposfer etkileşiminin gecikmeli yansıması sonucu, kutup soğukları bu dönemde doğuya doğru kayarsa, İstanbul’da kar penceresi tekrar açılabilir.
- Fakat mevcut tabloya göre, ilk döneme kıyasla daha düşük bir olasılık söz konusu. Netleşmesi için birkaç koşuma daha ihtiyaç var.
................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Yukarıda bahsettiğim detaylı veri analizi buradan sonra başlıyor. Herkese keyifli forumlar..
1. Stratosferik Durum ve Polar Vorteks Analizi
Zonal Rüzgârlar (10 hPa, 60°N) ve Stratosferik Dalga Faaliyeti
- Zonal Mean U (10 hPa, 60°N) grafikleri (GEFS, ECMWF vb.) incelendiğinde, yıl sonundan (2024 sonu) itibaren kutup civarında rüzgârların belirgin şekilde zayıfladığını görüyoruz. Göstergeler 1–3 Ocak civarında en düşük değerlere yakın, sonrasında ise 5–7 Ocak’tan itibaren tekrar güçlenmeye başlayan bir eğilim sunuyor.
- Dalga Genlikleri (Wave 1, Wave 2, Wave 3) grafikleri (özellikle 10 hPa seviyesinde) 4–5 Ocak civarında Wave-1’in (ör. 1400–1500 gpm civarı) oldukça yüksek değerlere ulaştığını; Wave-2’nin ise orta seviyede kaldığını gösteriyor. Wave-1’in bu kadar güçlenmesi genellikle “displacement tip” (yani polar vorteksin tamamen parçalanmasından ziyade, yer değiştirmesiyle sonuçlanan) bir ısınmaya ya da en azından “minor warming” türü bir sürece kapı aralar.
- EP-Flux ve Divergence görsellerinden (örneğin 06–08 Ocak 2025 GFS Zonal Mean U & EP-Flux haritaları) dalga aktivitesinin 30–50°N enlemleri üzerinden stratosfere doğru güçlü bir akış gösterdiği anlaşılıyor. Bu da stratosferik sirkülasyonda (özellikle polar vorteks üzerinde) dalga kırılmalarıyla sonuçlanabilen, rüzgâr zayıflamasına katkı sağlayan bir durum.
- Eddy Heat Flux (40–80°N, “y’T’ ”) panelleri (6 Ocak, 8 Ocak, 11 Ocak gibi zamanlara ait) de benzer şekilde, orta ve üst stratosfere doğru ısı taşınımının (yatay ve dikey bileşenleriyle) arttığını teyit ediyor. Eddy Heat Flux tipik olarak stratosferik ısınma ihtimalini yükseltir; bu da polar vorteksin zayıflamasına katkı sağlar (örneğin Limpasuvan ve Hartmann, 1999; Polvani ve Waugh, 2004).
Bu tablo bize, 1–10 Ocak civarında stratosferde en azından bir “minor warming” veya güçlü bir vorteks yer değiştirmesi (displacement) olabileceğini düşündürüyor. Bunun tam anlamıyla “ani stratosferik ısınma (SSW)” boyutuna ulaşıp ulaşmayacağı ise, model güncellemelerinde netlik kazanacaktır. Fakat veriler, az da olsa SSW eşiğini zorlayabilecek bir zayıflamayı işaret ediyor.
Stratosfer – Troposfer Etkileşimi
- Stratosferde yaşanan bir “ısınma” ya da vorteksin kaymaya uğraması; yaklaşık 1–3 hafta gecikmeyle troposferik dolaşıma (AO/NAO fazına, coğrafi konumunuza göre soğuk dalgaların inmesi vb.) yansıyabilir (Baldwin ve Dunkerton, 2001).
- Gönderilen AO (Arctic Oscillation) ve NAO (North Atlantic Oscillation) çoklu ansamble grafiklerinde, 31 Aralık – 3 Ocak aralığında AO’nun kuvvetli negatif değerlere inmesi, sonrasında 5–10 Ocak döneminde ise kademeli bir toparlanma görülüyor. NAO’nun da benzer şekilde 1. haftada negatif, 2. haftada ise nötr/pozitif değere doğru hareket ettiğini görmekteyiz.
Bu, stratosferdeki zayıflamanın troposfere bir miktar aşağı doğru aktarılma ihtimalini doğruluyor; özellikle 1. haftada (3–8 Ocak civarı) AO ve NAO daha negatif seyrettiğinden, kutup kaynaklı soğukların orta enlemlere inmesi için bir fırsat penceresi oluşabilir. Ancak 2. hafta (9–15 Ocak) itibarıyla AO/NAO değerleri toparlanmaya (daha nötr ya da hafif pozitif) geçerse, soğukların kalıcılığı sorgulanır hâle gelebilir.
2. Troposferik Durum ve Bölgesel 500 hPa Anomalileri
ECWMF / GFS 500 hPa Yükseklik Anomali Haritaları
- Paylaşılan 13 Ocak 2025 (360. saat) ECMWF Ens. 500 hPa anomali haritasında, Türkiye’nin batısına kadar uzanan, ancak özellikle Karadeniz’in kuzeybatısından (Doğu Avrupa üzeri) daha belirgin negatif anomalilerin sarktığı bir yapı dikkat çekiyor. Buna karşın Türkiye’nin doğusuna doğru (haritada sarı renkli alan) hafif pozitif anomali gözlemleniyor.
- Bu tip “kuzeybatıdan uzanan trough” ve doğuda pozitif anomali (örneğin, zayıf bir ridge) konfigürasyonu, Balkanlar veya Karadeniz üzerinden soğuk hava taşınmasını tetikleyebilir. Ancak sistemin derinliği, soğuk havanın miktarı ve siklonik aktivitenin kuvveti kar ihtimalini belirleyen en önemli faktörlerden biri olacaktır.
Dalga Etkinliği ve Potansiyel Keskin Soğuk Girişleri
- Gönderilen 500 hPa dalga amplitüdleri (wave 1, wave 2, wave 3) verilerinde, özellikle 3–5 Ocak civarında wave 1 ve wave 2 bileşenlerinin dalgalanarak güçlendiği görülüyor. Bu; Atlantik üzerinden veya Sibirya üzerinden gelen uzun dalga sırt/çukur yapılarına işaret edebilir.
- 7–8 Ocak’tan sonra wave-1 düşmeye başlarken wave-2 nispeten daha zayıf ama dalgalı bir seyir gösteriyor. Bu da troposferik dalga yapısının çok “blokaj tipi” değil, daha mobil ve değişken nitelikte gelişebileceğini düşündürüyor.
3. AO/NAO ve MJO Etkileri
- AO: Negatif AO genelde kutup etrafında blokajların, soğuk hava salınımlarının orta enlemlere inmesinin önünü açar. Yukarıda bahsettiğimiz gibi 5–10 Ocak arası AO düşük seyrediyor, sonrasında hafif toparlanma var.
- NAO: Negatif NAO, Atlantik’teki Batı rüzgârlarını zayıflatır, Grönland civarına bir blokaj veya yüksek basınç konumlanmasına ortam sağlar, Avrupa’ya doğru soğuk hava infilakları kolaylaşır. Yine 5 Ocak sonrasından itibaren NAO nötr ya da nötre doğru gidiyor, bu da “soğuk gelir ama kalıcılığı belirsiz” bir durumu ima ediyor.
- MJO (Madden-Julian Salınımı) grafiği RMM fazlarında 4–5–6 civarında görünüyor. Genelde faz 6–7, kışın Doğu Akdeniz / Türkiye çevresinde bazen soğuk ataklarla ilişkilendirilebilir ancak bu etkileşim gecikmeli ve her zaman 1:1 sonuç üretmeyebiliyor (telekoneksiyonların diğer faktörlere de bağlı olması nedeniyle).
5. Literatür ve Ek Yorum
- Stratosferik ısınmaların (SSW veya minor warming) 2–3 hafta sürebilen troposferik yansımaları olabilir (Baldwin ve Dunkerton, 2001). Bu yüzden Ocak’ın ilk yarısında AO/NAO’nun dalgalı seyri şaşırtıcı değildir.
- Wave-1 tipi güçlü dalga kırılmaları, çoğunlukla vorteksin yer değiştirmesi (displacement) ile sonuçlanır. Bölünme (split) tipi olaylar ise genelde Wave-2’nin güçlü olduğu durumlarda görülür (Charlton ve Polvani, 2007). Bu kez verilerde Wave-1 öne çıktığından, “displacement” senaryosu daha olasıdır. Displacement senaryolarında da Avrupa tarafına soğuk salınımları yaşanabilir, ancak soğukların nerede ve ne kadar kalıcı olacağı, troposferik dalga yapısına ve blokajın konumuna bağlıdır.
- MJO etkisi, kış aylarında Atlantik ve Avrupa hava durumu üzerinde ek modülasyon yaratabilir (Cassou, 2008). Ancak tahmin ufku uzadıkça belirsizlik artar, bu yüzden MJO’nun sinyalini net takip etmek zorlaşır.
-
Eline sağlık, ama keşke kendine saklasaydın şu tahminini heves felan bırakmadın arkadaş.
Bir umut bekliyordum kendimce, neyse madem soğuk yok gideyim sıcak birşeyler içeyim kendimce. İnşallah yanılırsın tahmininde sağlıkla kal.
Umutsuz olmaya gerek yok. Ocak ayının ilk yarısı özelinde , efsane potansiyelli bir sistem beklemediğimi söyledim sadece. Devamında neden olmasın ?
Vade yaklaştıkça detayları inceleyeceğiz. Teşekkür ederim
-
Ellerine sağlık. Bu sene ciddi bir sistem beklentin var mı peki ? Önümüzdeki 2 hafta kar manasında kayıp zaten. Orası belli ama büyük balık var mı varsa hangi zaman diliminde ?
Teşekkür ederim. Bilimsel veriler ışığında "henüz" yok diyebilirim. Tabii bu verilerle en net 20 ocak tarihine kadar olan süreci yorumlayabiliyoruz ki o bile yüksek oranda tutarsızlık içeriyor. Hissiyat olarak soruyorsanız bu sene de devasa çapta bir sistem veya sistemler silsilesi beklemiyorum ama
Önümüzdeki süreci Ocak ayının ortasından itibaren yorumlamaya başlarız.
-
Sarp Özdoğan eline sağlık hocam, yarım aklım vardı okuyunca oda gitti 🙄
Yine de ana özet umut veriyor.
Teşekkürler 👏
Estağfurlah abi
Rica ederim
-
Selamlar herkese. Bu başlıkta İstanbul ağırlıklı olmak üzere ülkemizde, özellikle henüz kar yağışı düşmemiş kıyı illerimizde ilk kar yağışının ne zaman düşebileceği hakkında 1-15 Ocak tarihlerini kapsayan bir analiz yapacağım. Uzun bir yazı olacak. Verilerin hepsini elimden geldiğince yorumlamaya çalıştım. Verilerin yorumlanması ile ilgili yazıyı es geçip direk neticeye görmek isteyenler, Direkt olarak yazının en sonundaki "Özet" başlığının altındaki paragrafa gidebilirler. Herkese iyi forumlar..
Mevcut görsellerdeki (MJO faz tahmini, 10 hPa kutup-stratosfer sıcaklık ve rüzgâr tahminleri, GEFS members vb.) verileri incelediğimizde, stratosferik kutup girdabında (polar vortex) yılbaşına doğru bir miktar zayıflama görülse de tam anlamıyla büyük bir stratosferik ısınma (SSW) veya rüzgâr tersine dönmesi öngörülmüyor. 60 °N enleminde (10 hPa seviyesinde) rüzgâr hızları 60 m/sn civarından 40–45 m/sn aralığına düşüp ardından tekrar toparlanma eğiliminde. Bu, kutup girdabının hafifçe zayıflayabileceğini, ancak büyük ölçüde dağılmayacağını gösteriyor.
Öte yandan MJO (Madden-Julian Osilasyonu) diyagramında da fazların genelde 3–4–5 aralığında kalacağı öngörülüyor. Bu fazlar, klasik olarak Türkiye üzerinde kış aylarında güçlü ve sürekli bir soğuk blokajı başlatan desenlerle daha az ilişkilidir (özellikle faz 7–8 veya 1 gibi NAO/AO’yu negatif tarafa itebilecek “soğuk senaryolar” burada belirgin değil).
- Yılbaşı ve onu izleyen ilk birkaç günde atmosferik dinamiklerde (hem troposferik, hem stratosferik) belirgin bir “ani soğuma” tetikleyicisi henüz görünmüyor.
- Stratosferdeki ılımanlaşma eğilimi ve MJO fazlarının durumu, kısa vadede keskin bir kutup kökenli soğuk dalgası ihtimalini zayıflatıyor.
Yine de kış sürecinde, tekil siklonik sistemler veya Akdeniz kökenli alçak basınçlarla kısa süreli ve yerel kar sürprizleri her zaman olabilir. Bu verilerle bakıldığında “Ocak başından itibaren İstanbul’da kesin yoğun kar yağacak” demek için henüz kuvvetli bir dayanak yok. Mevcut tahminler, en iyi ihtimalle aralıklı yağış ve soğuk ataklarının yaşanabileceğine; ama kapsamlı ve kalıcı bir kar soğuklarının (özellikle deniz seviyesi için) yılbaşından hemen sonra net şekilde öne çıkmadığına işaret ediyor.
Özetle, 1 Ocak 2025 ve takip eden günlerde İstanbul’da ve Türkiye genelinin büyük bölümünde kar olasılığı şu anki stratosfer verilerine göre orta-düşük bir sinyalle görünüyor.
Bu veriler (EP-akısı, dalga ısı akısı/EHF diyagramları, zonal rüzgâr değişimi vb.) stratosferik dalga etkisini biraz daha netleştiriyor. Özellikle 29 Aralık 2024 civarında orta ve yüksek enlemlerde stratosfere doğru “dalga itkisinin” (wave forcing) arttığını görüyoruz. Bu durum, kutup girdabını (polar vortex) kısa süreli de olsa zayıflatabilecek bir dalga aktivitesi anlamına gelebilir.
Ancak elimizdeki çizelgelerde kırmızı tonların hâlâ baskın olması (yani zonal rüzgârların pozitif, kuvvetli seyretmesi) ve EP-akısı diverjans konturlarının çoğunlukla “ılımlı” boyutta kalması, büyük çaplı bir ani stratosferik ısınma (SSW) veya rüzgâr yön değişikliği (örn. Doğuya dönme) tetiklenmesi için yeterli görünmüyor. Yani dalgalar, girdabı tamamen dağıtacak kadar güçlü değil.
Neler Olabilir?
- Kutup girdabı kısmen yavaşlayabilir
EP-akısı (dalga çarpması) verileri, 10 hPa seviyesinde rüzgârların günde 9–19 m/sn azalabileceğini gösteriyor. Bu, kutup girdabının “sıkı sarmal” yapısının biraz gevşemesine sebep olabilir. Ancak tekrar vurgulamak gerekirse, tam bir “kararsızlık” ya da “bölünme” sinyali yok. - Troposfere Yansıma ve Türkiye’ye Olası Etkisi
Dalga etkisinin stratosferden troposfere inebilmesi için kuvvetli, kalıcı ve kararlı bir ısınma/dalga kırılımı gerekiyor. Mevcut EHF (Eddy Heat Flux) ve Zonal Mean GPH anormallik haritaları, “orta ölçekli” bir dalga etkinliği işaret ediyor. Bu da kutba yakın basınç/desen değişiklikleri yaratabilir ama “Avrupa-Orta Doğu bloğunu” derinden etkileyecek büyük ölçekli bir negatif AO/NAO dönüşümüne dair güçlü bir kanıt sunmuyor. - Ocak Başında İstanbul ve Türkiye Geneli Kar İhtimali
- İstanbul Özelinde: Marmara Denizi’ne yakın, nispeten ılıman bir kent olarak yılın bu döneminde kar görmek için ya çok güçlü bir polar/arktik atak ya da Akdeniz üzerinden gelen soğuk çekirdekli siklonlar gerekir. Yukarıdaki veriler, yılbaşı civarında böylesi bir “sürpriz kar fırtınası” olasılığını henüz yüksek göstermiyor.
- İç ve Doğu Bölgeler: Zaten coğrafi konum ve yükselti nedeniyle kar ihtimali daha doğaldır. Stratosferik veriler burada da “büyük bir soğuk dalgası”nı işaret etmiyor ama kısa süreli sistemler yerel kar yağışlarına yol açabilir.
Sonuç ve Bir Parça Duygu
Evet, stratosferde bir miktar dalga etkisi var; bu “kar sevenler” için kalbin bir parça daha hızlı atmasına sebep olabilir. Ancak bu ölçülü dalga aktivitesi, kutup girdabını dramatik biçimde parçalayacak gibi görünmüyor. Dolayısıyla, 1 Ocak 2025’ten itibaren beklenen tablo hâlâ “orta düzeyde soğuma sinyali, arada lokal kar ihtimalleri” şeklinde. İstanbul’un bembeyaz bir yılbaşı sabahına uyanması senaryosu içinse henüz veriler yeterince güçlü umutlar vadetmiyor.
Tabii kışın doğası gereği, modellerin çerçeveleyemediği bir “hava sahnesi sürprizi” mümkün olabilir. Ama şu andaki göstergelerle, “kar coşkusu”nu tetikleyecek o büyük dalga kırılmasını henüz göremiyoruz. Yeni veriler geldikçe her şey değişebilir; kış sürprizlerle dolu ama şimdilik tablo ılımlı bir soğuk eğilimiyle sınırlı.
1) AO (Arktik Salınım) ve NAO (Kuzey Atlantik Salınım)
- AO Grafiği: 24 Aralık civarında hafif pozitif seviyede olan AO’nun (yaklaşık +1) 28–29 Aralık’tan itibaren sıfır çizgisine yaklaştığı ve yılbaşına doğru da negatif bölgeye geçmeye başladığı görülüyor. Ensemble ortalaması -1/-2 bandını işaret ederken, kontrol çalışması (mavi) -3/-4 gibi daha uç değerler gösterebiliyor.
- Negatif AO, kutup enlemlerindeki yüksek basınç eğilimini artırırken orta ve alt enlemlere daha soğuk hava sarkma olasılığını çoğu zaman yükseltir. Fakat tek başına AO’nun negatif olması, “kesin soğuk hava dalgası” garantisi değildir; diğer modellerle doğrulanması gerekir.
- NAO Grafiği: +2’li değerlerden hızla sıfıra gerileyerek 30 Aralık civarında nötr ya da hafif negatif seviyeye iniyor, 1–2 Ocak’tan itibaren ise ortalamada -1 ila -2 bandına geçiyor.
- Negatif NAO genelde, Atlantik üzerindeki Azor Yüksek Basıncı ve İzlanda Alçak Basıncı arasında zayıflamış bir basınç farkı anlamına gelir. Bu durum, Atlantik’te daha blokajlı (blocking) bir desenin gelişmesine, Orta ve Batı Avrupa’ya soğukların inmesine kapı aralayabilir. Türkiye, NAO negatiften tam olarak faydalanmak için bazen ekstra faktörlere (Doğu Avrupa yüksek basınçları, Balkanlar’daki alçak basınç oluşumları vb.) ihtiyaç duyar.
Neticede AO/NAO ikilisi, kış boyunca soğukların Avrupa ve Türkiye’ye yönelmesinde kilit rol oynar. Her ikisinin de yılbaşında ve Ocak ayının ilk haftasında negatif banda doğru kayması, bize soğuk hava akışı için bir pencere açıldığını söylemekte. Ama yeterli midir?
2) PNA (Pasifik-Kuzey Amerika Salınımı) ve EPO (Doğu Pasifik Salınımı)
- PNA Grafiği: Başlangıçta +1 ila +2 arasında seyrederken 27–28 Aralık sonrası 0 hatta -1 seviyelere doğru düşüş öngörülüyor. İlerleyen günlerde (Ocak ilk yarısı) yine negatif değerlerde kalma eğilimi var.
- Negatif PNA, genellikle Kuzey Amerika’nın batısında alçak basınç/olumsuz koşullar, doğusunda ise görece yüksek basınç veya sırt (ridge) eğilimi anlamına gelir. Bu durum, zaman zaman Atlantik tarafına yansıyarak NAO’yu da etkileyebiliyor. Ancak PNA-Türkiye ilişkisi direkt değil, ABD’deki dalga paternini şekillendirerek küresel dalga trenini dolaylı yoldan etkileyebiliyor.
- EPO Grafiği: 24 Aralık’ta +3 gibi oldukça pozitif değerlerdeyken, 29–30 Aralık civarında hızla +1, sonra 31 Aralık – 1 Ocak gibi nötr ya da -0.5/–1 seviyesine iniyor.
- Negatif EPO, kutup kökenli soğukların Kuzey Amerika’nın doğusuna inmesini kolaylaştırma eğilimindedir. Avrupa’yı etkileme mekanizması yine dolaylı olsa da, küresel ölçekteki dalga salınımları (örn. polar jet dalgalanmaları) bundan etkilenir. Çok güçlü bir negatif EPO bazen Atlantik üzerinden Avrupa’ya blokajı besleyebilir; ancak tek başına Avrupa için mutlak soğuk anlamına gelmez.
Özetle, PNA ve EPO da “Kuzey Yarımküre dalga düzeninde” son hafta-aralıkta belirgin dalgalanmalar gösteriyor. Kuzey Amerika açısından bakıldığında daha aktif bir dalga paterni oluşuyor. Bu, Atlantik tarafında potansiyel blokajlar ve NAO/AO’yu etkileyebilecek bir zincir reaksiyona dönüşebilir.
3) Stratosfer ve MJO (Önceki Veriler)
- Stratosferik Rüzgârlar & EP-Flux/EHF: Daha önceki analizlerde, 10 hPa seviyesinde rüzgârların bir miktar (günde 9–19 m/sn) yavaşlayabileceğini, ancak bunun tam bir ani stratosferik ısınma (SSW) veya vortex bölünmesi/kırılması seviyesine varmadığını gözlemledik. EP-Flux/EHF haritalarındaki dalga aktivitesi “orta şiddetli” kalıyor; yani kutup girdabını çok fazla dağıtmıyor.
- MJO: Madden-Julian Osilasyonu fazlarının 3–4–5 civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Kışın sert soğukları için genellikle 7–8 veya 1 gibi fazlar daha destekleyici olur; dolayısıyla MJO sinyali, bu dönemde Avrupa/Türkiye için “büyük soğuk” yönünde güçlü bir tetikleyici vermiyor.
4) Tüm Verilere Göre Ana Fikir
- AO ve NAO’nun Negatif Eğilimi
- 28 Aralık’tan itibaren giderek negatife kayan AO/NAO, Türkiye’nin yılbaşından sonra daha serin/soğuk havalara açık hale gelmesine yardımcı oluyor.
- Ancak negatif AO/NAO, mutlak bir garanti değil. Özellikle İstanbul gibi deniz ikliminin etkili olduğu bölgelerde kar almak için ya güçlü bir Balkan/Sibirya kökenli soğuk atak ya da Akdeniz üzerinden gelen siklonik bir sistemin doğru açıyla konumlanması gerekiyor.
- Stratosfer Tam Kopmuyor, Ama Bir Miktar Zayıflıyor
- EP-Flux artışı ve rüzgârlardaki yavaşlama, kutup girdabını “tam güç” korumaktan alıkoysa da, tamamen parçalamıyor. Bu da büyük ölçekli bir SSW senaryosunun (çok kuvvetli soğuklarla) devreye girmesini şimdilik engelliyor.
- Yine de hafif zayıflamış bir girdap, genel sirkülasyonu değiştirerek orta enlemlere soğuk atakların sızma şansını biraz artırıyor.
- Küresel Dalga Paterni (PNA/EPO) Dalgalı, MJO Nötr-Ilımlı
- Negatif PNA ve nötr/negatif EPO, Kuzey Amerika’da dalga etkinliğini güçlendirip Atlantik bloğunu tetikleyebilir. Fakat MJO fazı (3–4–5) şu an için Türkiye’yi destekleyen tipik soğuk faz senaryolarından uzakta.
- Yani “karaya oturmuş” bir dev blokaj ya da büyük ölçekli “kutuplar açıldı, soğukları saldık” tablosu henüz yok. Ama dönem dönem kısa süreli soğuk dalga atakları yine mümkün.
- Türkiye ve Özellikle İstanbul İçin Kar Olasılıkları
- Aralık sonu – Ocak başı aralığında, negatif AO/NAO sayesinde orta düzeyde soğuma sinyali var.
- Doğu Anadolu, İç Anadolu ve yüksek kesimlerde mevsimsel olarak zaten kar gözükecektir.
- İstanbul ve kıyı bölgeler için net, kuvvetli bir soğuk blokaj veya “kesin yoğun kar” henüz desteklenmiyor. Fakat model güncellemeleri ve olası Akdeniz kaynaklı kısa süreli siklonlar sürpriz oluşturabilir.
- Kar sevenler için “ufukta tamamen ümitsiz bir tablo” yok, ama heyecanla beklenen o büyük soğuk senaryosu da (henüz) belirginleşmiş değil.
Kısaca Özet (Ana Fikir)
- Kutup girdabında sınırlı bir zayıflama var, tam dağılma yok.
- AO/NAO’nun negatife geçmesi, Türkiye’ye soğuk hava akışına bir kapı aralıyor.
- PNA/EPO dalgalanması daha çok Kuzey Amerika blokajlarına etki ediyor, ancak dolaylı olarak Atlantik üzerinden Avrupa’ya soğuk dalga transferini de kolaylaştırabilir.
- MJO fazları ise Avrupa için “çok soğuk” aşamaları desteklemiyor.
Tüm bunlar bir araya geldiğinde, 1 Ocak 2025 ve civarı için Türkiye genelinde “kademeli soğuma ve zaman zaman lokal kar ihtimalleri” öne çıkıyor. Şimdilik İstanbul’da kesin ve kalıcı bir kar beklentisi senaryosunu doğrulayacak güçte sinyal yok. Fakat ocak ayı ilerledikçe (AO/NAO’nun negatifte kalmaya devam etmesi ve modellerdeki olası değişikliklerle) daha ciddi bir soğuk atak imkânı artabilir.
Kış sürprizlere açıktır; bu nedenle her yeni model güncellemesiyle tablo değişebilir. Ancak şu andaki ana fikir, “ılımlı soğuma kapısı açık, fakat henüz büyük bir kar fırtınası senaryosu verilerde net görünmüyor” şeklindedir.
Özet
- 1–15 Ocak aralığında, AO/NAO’nun negatife yönelmesi sayesinde Türkiye’de kademeli soğuma ve belli ölçüde soğuk hava dalgaları yaşanma ihtimali var.
- Favori bölgeler olarak, yüksek rakımlı İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun kar yağışlarını alma olasılığı doğal olarak daha yüksek görünüyor.
- İstanbul ve kıyı bölgeleri için “kesin yoğun kar” sinyali henüz güçlü değil; ancak beklenmedik bir Akdeniz alçak basıncı veya kısa süreli bir Balkan çıkışı sürpriz kar yağışlarına kapı aralayabilir.
- Genel olarak aralıklı soğuk atakları ve bazı bölgelerde kısa süreli kar olasılığı var; fakat büyük ve uzun soluklu bir kar fırtınası senaryosu verilere göre şu an zayıf.
- Ocak ayının ilk haftasından itibaren meteorolojik modellemeleri takip etmekte fayda var. Sistem/sistemlerin favori bölgesi , nereyi daha çok etkileyeceği hakkında ana fikiri oluşturmak açısından buna ihtiyaç duyacağız
- Özellikle 7 Ocak tarihinden itibaren , daha heyecanlı güncellemeler görebiliriz. Henüz kesin olmamakla beraber ilk kar yağışını bu tarih aralığında bekliyorum şahsen
-
Sarp, peki sen bu kışı bir kısa benzetecek olsan hangisi olabilir ? En şanslı zaman dilimi ne olur, İstanbul adına. Bu sene Şubattan mı daha çok umutlusun ?
Riskli soru
Ya hep ya hiç gibi duruyor. Yaşayıp göreceğiz
-
Bu kış için oldukça heyecanlıyım çünkü elimdeki verilere göre, kar yağışsız geçen bir kışın ardından ümit verici sinyaller alıyorum. ECMWF mevsimsel basınç anomalisi haritalarını incelediğimde, Şubat 2025’te Avrupa genelinde alçak basınç sistemlerinin hakim olduğunu görüyorum. Bu tür sistemler, genellikle Karadeniz gibi bölgelerde kar yağışlarını destekleyen atmosferik şartlar yaratır. Yani, kışın ilerleyen aylarında özellikle Doğu Marmara -Karadeniz Bölgesinde kar yağışı beklentisi oldukça yüksek.
QBO grafiği ise hava sirkülasyonlarını anlamamızı sağlıyor. Şu anda QBO, batılı fazda ilerliyor, bu da kutup vorteksinin güçlü kalma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Ama bu, soğuk hava kütlelerinin her zaman kutuplarda kalacağı anlamına gelmez. Ara sıra, kuzeyden gelen soğuk hava dalgaları Türkiye’ye kadar inebilir ve bu da kar yağışlarını daha olası kılar. Özellikle Ocak ve Şubat aylarında bu tür dalgalarla karşılaşmamız çok muhtemel.
Bir diğer önemli veri de Arktik Osilasyonu (AO). AO değerlerinin nötr ya da hafif negatif olması, soğuk havanın kuzeyden aşağıya inmesine izin verebilir. Bu da tam anlamıyla o özlenen kar yağışlarını beraberinde getirebilir. Karadeniz kıyıları için bu durum oldukça sevindirici. Kar yağışı sadece hava sıcaklıklarını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki su kaynaklarını da destekler.
Özetle, bu kış Türkiye’de aşırı sert bir kış beklenmiyor ama zaman zaman soğuk hava dalgalarıyla etkileyici kar yağışları yaşanabilir. Özellikle Karadeniz , Doğu Marmara ve Doğu Anadolu’da kar sevenleri sevindirecek gelişmeler olabilir.
-
-
Sarp Özdoğan hocam , tahmininiz halen geçerli mi? 2. 3. hafta da sistem bekliyor musunuz ve tahmini yazdığınız günkü gibi mi bekliyorsunuz gücünü. selamlar
Karışık şuan. Biraz netlik kazanınca bahsedeceğim tekrar
-
Yağış için gece saatleri , örtü için sabah erken saatler gitmek mantıklı.
-
Sarp Özdoğan hala Şubat 2.hafta ciddi sistem bekliyor musun ? Bütün kötü izlenim gider mi kışın geri kalanın da ne dersin ?
Ben bölge belirsiz olmak ile birlikte soğuğu yeterli bir sistem beklemeyi yanlış bulmuyorum. Şartlar ziyadesi ile uygun. İzleyip göreceğiz.
-
Vay be bir eleştiri yaptık gelen söylemlere bak. Pusuda yatmış hepsi 😀
Ben üyeyim ve burada faal bulunmuyorum. Tahmin blogumda yok yazayım. Bu işlerdende anlarım. Bana laf vurmayı bırakın.
UsTaD sende bana oradan tehdit savurma. Ben elestri yaptım diye karşında çocuk varmış gibi kürek kafana vururum deme hakkını kim verdi sana. Biraz üstad gibi davran. Beni tehdit etme. Ben giderim hiç sıkıntı değil, kaybeden ben olmam.
Ben kişileri eleştirim. Doğruya doğru yanlışa yanlış. Eleştiri kişiyi geliştirir. Kusura bakmayın saksakciligi da sevmem.
Sıkıntı yok eleştiri yapabilirsiniz. Lakin burdaki insanlar sizi diğer platformlardan da tanıyor olabilirler. Önceden benim ile ilgili yazdığınız şeyler pek hoş değildi yapıcı davranmıyordunuz. Bu yüzden insanlar eleştirinizin samimiyetine inanmıyor olabilir.
-
Sarp kış tahmininde kışın ilk yarısı iyi, 2.yarısı kötü dedi. Öyle olmadı. Şimdi de Şubattan ümitli. Buna da bakacağız artık.
öyle bir yorumum yok ?