Ben bilgi olsun diye attım,bizim yaşadığımız depremin ne derece güçlü olduğunu bilelim diye.
Kim kimi kandırsın ?niye kandırsın?
Dünya'da örneği yok deniyor..Yok, yokmuş ama bizden değil bu açıklamalar Dünya'dan
Nasıl bakalım şimdi buna Harun?
Ne demek istiyorsun veya onu sorayım.
Bu konuyu çok merak ettiğim için araştırdım, ulaşabildiklerim bunlar..
7 şiddetli iki depremin arka arkaya gerçekleşmesi dünya üzerinde elbette örneği az olan bir olay. Bu depremin yıkıma yol açma potansiyelinin büyüklüğü elbette ki göz ardı edilemez.
Fakat şunu da belirtelim, bu deprem daha önceden defalarca öngörüldü. Beklenilmeyen bir olay değildi, fayın uzun zamandır aktif olmadığı ve Arap levhasının sıkıştırması sonucu büyük bir enerji patlaması yaşanacağı söylenmişti.
Uzak vade olmasa da yakın vadede yapılan uyarılardan örnek.
Bu uyarılar 3 gün önce için değil, 2020 yılında da söyleniyordu. Eski haber kayıtlarını izlerseniz uzmanlar tam 2 yıl önce Güneydoğu bölgesini uyarmıştı.
Bu uyarılar belki dikkate alınsaydı şu an tamamen sıfırlanamasa da daha az can kaybından bahsedilir olurdu. Belki afet toplanma alanları artırılır, stoklar o bölgede güçlendirilebilir ve bazı aşırı riskli binaların yıkımı gerçekleştirilebilirdi.
2011 Japonya depreminde ise deprem 36 saniye değil 6 dakika sürmüştür ve binaların raylı sistemli olması sayesinde deprem anında enkaz altında kalan kişi sayısı çok azdır. Ayrıca depremden bir dakika önce, binlerce sismometre içeren deprem uyarı sistemi sayesinde milyonlarca kişinin kurtulduğu da söylenir. Fakat deprem sonrası kimi yerlerde 37 metreye ulaşan tsunami dalgaları nedeniyle ölü sayısı 15 bini geçmiştir. Enkazlar ve genel bina zararları çoğunlukla deprem nedeniyle değil tsunami nedeniyle gerçekleşmiştir ve bu süreçte insanlar gıda ürünlerine erişemez hale gelmiştir. Ama sarsıntı nedeniyle değil, tsunami nedeniyle. Bu nedenle Türkiye'deki depremle kıyaslanamaz veya daha güçsüz görülemez.
Öte yandan Japonya, fay hatlarının etkin olduğu bir ülke olduğundan, bir nevi bir deprem ülkesi olduğundan bina yapımında ve imar kurallarında çok katıdır. Depreme karşı dayanıksız veya malzeme bakımından eksik bina inşa etmek neredeyse mümkün değildir.
Fakat Japonya gibi tsunami tehlikesi yüksek olmasa da Türkiye de bir deprem bölgesidir ve Avrupa kıtasında deprem riskinin en yüksek olduğu ülke unvanına sahiptir. Tarihte 7'nin üzerinde birçok deprem geçirmiş bir coğrafyadan bahsediliyor.
The content cannot be displayed because you do not have authorisation to view this content.
Ancak Türkiye'de Japonya'ya nazaran imar kuralları gevşektir. 2001 yılından beri 8 imar affı yasası çıkartılmıştır.
..| Mimarlık Dergisi |..
Son duruma göre 2017 yılı öncesinde yapılan riskli binalar imar affına tabi tutulmuş, bu binaların yıkım kararları ve para cezaları silinmiştir. Bu durum deprem bölgesi olan bir ülke için risklidir. Kurallar japonya kadar sıkı ve denetimli değildir ve görüldüğü üzere binalar deprem anında kum gibi göçmüştür. Yıkılan binaları taşıyan kolonlar güçsüzdür, bina yapımında sahil kumu dahi kullanılır. Ve denetime tabi tutulmaz..
Son durumda, Türkiye'deki depremde arama kurtarma ekiplerinin yetersizliği oldukça normaldir çünkü on binlerce binanın enkaza dönüşmesinden bahsediyoruz. Olay burda kurtarma ekibi yetersizliği değil, yıkılan bina sayısının çok fazla olmasıdır. Türkiye'de 99 depreminden beri normal görülse de enkaz sayısı çoktur, bu kadar enkaz olmamalıdır. Yıkılan bina sayısını minimuma indirmekse caydırıcı yasalarla mümkündür. Japonya'da olduğu gibi...