AĞRI DAĞI İLE İLGİLİ BİLGİLER.
1....Öğleden sonra
4500 metrenin üzerinde olmak üzere genellikle sis bastırır, kar yağar ve şiddetli rüzgâr çıkar. Yazın havanın en bozuk olduğu zaman Temmuz sonu-Ağustos
başlarıdır. Mahallindeki halk bunu “ Kuyruk fırtınası” olarak adlandırır (Kuyruk bir yıldızın adıdır ve Ağrının bozuk havası bunun çıkışıyla başlar).
2.....4200 metreden yukarı yerlerde yıldırım tehlikesi vardır. Zirvede yağış yazın dahi kar şeklinde olduğu için yıldırım olmayacağı düşünülebilirdi. Ancak
dolu bulutları tepeye kadar çıktığı için zirve noktasına şiddetli yıldırımlar düşebilmektedir. Bunun için tepede kamp kurulurken zirve noktasından aşağıda ve sivri noktaların uzağında bir yer seçilmesi gerekir. Bulutlar yamaçlara
tırmanmak suretiyle yükseldikleri için yıldırım tepeden inmez, hep yere paralel olarak zirve noktasına çakar (1984 yılında zirvede kamp kurmuşken bu
olayı müşahade etmiştik).
((((((( ( zirvede yazın dahi kar yağması cümlesi ) düzeltme yapalım temmuz ve ağustos ayında genelde yağmur yada dolu yağışı görülüyor . rüzgarı zaten sabit genelde fırtına var arada kar yağışı görülüyor . 1984 den bu yana ciddi ısınma yaşamasından dolayı şartlar değişiyor ki bugün dün ağrı dağı 10 dereceleri gördü haftaya 12 13 dereceleri görme ihtimali yüksek gibi duruyor yani temmuz ve ağustosta her yağış kar olarak düşmüyor takip edildi )))))
3......Hava bozukken zirveye çıkılmasının bir tehlikesi de yukarıda izah edildiği gibi dolu yağması ve bunun doğurduğu yıldırım tehlikesidir. Nitekim 1988
yılı Ağrı çıkışımızda tepe bulutlarla kapandığı halde ısrarla zirveye giden bir
grubun çok yakınına yıldırım düşmüş ve bunun şokundan iki dağcımız yere
yuvarlanmıştı
4......Tepe tamamen buzlarla
kaplıdır. Takke buzulu kuzeyde 4200 metreye kadar iner. Buzulların kalınlığı
yer yer 50 metreyi bulur. Dağın kuzey doğusundaki Ahura vadisinde ve doğu
tarafındaki Buzhane mevkiinde takke buzulundan daimi olarak çığlar kopmakta ve dolayısıyla sık sık gürültüler duyulmaktadır.
((((( 4200 metrede şimdi takke buzulu artık malesef yok ))))))
(((((( zirvedeki buzulun kalınlığı konusunda çok araştırma yaptım 1 yerde 30 metre olduğunu okumuşluğum var. bu hocamızda 50 metre olduğunu belirtmiş. neden olmasın. 100 lerce 1000 lerce senedir yağan her karı eritmeden tutabilen dağ 50 metre buzul olması çok doğal geliyor bana . .. yağış rejimi düşük olan bir dağ malum yağış rejimi fazla olsaydı eğer buzul kalınlığının zirvede 300 metre olmaması için hiçbir sebep olmaması diye eklemiştim çünkü korkunç soğuk ))))).
Dağın kuzey doğu yamacında büyük bir çöküntü vardır. 1700 m rakımında kurulmuş olan bugünkü Yenidoğan (Ahura) köyünden başlayan bu derin
vadinin içinde 6-7 km uzunluğunda ve üzeri taş-toprakla kaplı bir buzul vardır.
Vadinin sağ tarafında yani kuzeyde 2500 m civarında bir yerde iki küçük
mağara vardır. Bunlardan birinin adı “ Lawrence” mağarasıdır. Rivayete göre İngiliz casusu Lawrence gelip bu mağarada kalmış ve Ağrı isyanını çıkarmıştır.
Çöküntünün güney yamacında ve takriben 2800-3000 m rakımında bir pınar
vardır. Buna “ Yakup Peygamber Çeşmesi” denir. Gûya adı geçen Peygamber
buraya gelerek abdest almış ve namaz kılmıştır.
Vadiyi takiben zirveye çıkmak mümkün değildir. Çünkü bunun bitiminde
yüzlerce metre yükseklikten buzul çığları düşmektedir.
Bu vadide sıklıkla yabani keçilere rastlanır. Dağın en sarp yerleri burada
bulunduğu için vadi hayvanlara iyi bir barınak ve kışın da otlak olmaktadır.
1840 yılında şiddetli bir yer oynaması (deprem) olmuş ve eski Ahura köyü
bütün ahalisi ile birlikte vadiyi takiben yukarıdan gelen buz ve çamur selinin
altına gömülmüştür. Zannedildiğinin tersine Ahura çöküntüsü o zaman teşekkül etmemiştir.
KAYNAK: Pofesör doktor Bilim Adamı Abdülmecit Doğru. 1929 - 1991 2 kasım 1991 de erciyes dağı tırmanışında çığ altında kalarak ölmüştür.