@>>>WinteR<<< yukarıdaki gıf model o kadar ağır ki maşallah hızını ağır çekime almışsın
Sistemci5534 tarafından yazılan gönderiler
-
-
ukmo da yavaştan geloo -
Navgeme göre 156 h de istanbul başta olmak üzere yoğun karlı. catisma
Winter buradan devam edebilirsin kardeşim
gaza geldin anladım ama konusundan devam edelim
buralar boş kalmasın
-
Forumumuzda kahvaltı bile var. Sabaha saklayın kendinizi 8o -
1-2 güne o yüzde ihtimaller artar İNŞALLAH
-
v
Cay ver hemide çabuk :D Eyvah bu kaç paraydi?
dayı çok pahalı hatta hiç
gelmeme ihtimali de var.
-
Sistemci bey müsaitseniz
alabilirmiyim ?
tarifeye göre 1,25 tl alayım
-
Bundan sonra
bu tarifeye göre ücretlendirilecek :D:D
-
-
Lutfen sinirji yapmayalım,sinerji yapalım
sinirji değil gerçekler acıdır biraz trollük de yapalım arada
hep sistem gelecek gelecek diyip nazar değdirmeyelim
-
ao nun nötrde seyretmesi lazım yoksa; 8 sistemi avrupaya gider,16 kuş olur uçar mazallah ?(
-
Antropoloji nedir?
İnsanın kökenini, evrimini ve meydana getirdiği ırkları inceleyen bilim, yani insanların tabii tarihidir.
Bu alanda ilk ciddi çalışmalar 18. yüzyılda başladı ve ilk olarak İsveçli botanik bilgini Linn6 (1707- 1778) insana tabiat içinde verilecek yeri bulmaya çalıştı. Hollandalı hekim Camper, insanlarda yüzün öne olan çıkıntısının birbirinden farklı olduğunu buldu. Fransız Buffon ve Daubenton bu alanda çalışmalar yaptı.
Alman Blumenbach (1752- 1840) insanı bes ayrı ırka ayırdı. İlk antropoloji kurumu da Paris'te 1840'da kuruldu. Antropoloji kelimesini ortaya atan ve bunun tarifini yapan ise Fransız bilgini Quartrefages (18101892) dir. Bu bilimi ilk defa öğretim konusu yapan da odur.
Antropoloji bilimine hizmet edenlerin arasında Fransız cerrahı Brocca (18241880), büyük İngiliz bilgini Darwin (1809- 1882), Alman tabiat bilgini Haeckel (1834- 1919) başta gelir.Türkiye'de Antropoloji Enstitüsü ilk defa 1925'te İstanbul Tıp Fakültesİ'ne bağlı olarak kuruldu.
Antropoloji, insanı somatik yani beden bakımından ele almıştır. İnsanın kültür bakımından incelenmesini etnolojiye, geçmişte yaşamış topluluklar açısından incelenmesini ise, tarih öncesi bilimlerine bırakmıştır. İnsanlar, dil, din, ırk ve kültür bakımından farklı oldukları gibi; renk, kafatası, göz, yüz, burun, dudak, diş, saç ve vücut şekli bakımından ve ayrıca, çekiklik ve göz kapak kıvrımlarına göre de farklılık gösterir.
Dünyadaki çeşitli ırk ve milletlerin kendilerine has morfolojik yapıları birbirlerinden farklıdır. Hatta biyolojik bakımdan bile (kan grupları gibi) farklılık gösterirler. Bazı millet ve ırklar birbirleriyle karışarak eski özelliklerinden bir kısmını kaybetmişlerdir. Antropoloji mütehassıslarından bazıları, eski çağlardan kalma insan iskeletleri ile maymun iskeletleri arasındaki kısmi benzerliğe bakarak, insan ile maymun arasında ırsi bir münasebet kurmağa çalışmışlarsa da, ilmi bir delil ve senet gösterememişler ve nazariyelerini isbat edememişlerdir.
Hücredeki dna moleküllerinin yapısı, gösterdiği faaliyetler, mesela, bir insanın parmak izinden göz rengine, sesinden saçına kadar bütün bilgilerin DNA’larda; bir elektronik beyne bilgi kaydeder gibi kodlanmış olmasının anlaşılmış olması, insanın yapısının nazariyeler ile çözülemiyeceğini göstermektedir. İskelet yapısı bakımından insana en çok benzeyen hayvanın maymun olduğu Marifetname’de ve İbn-i Haldun Tarihi mukaddimesinde de yazılıdır. Fakat hiç bir zaman bir türün değişerek, diğer türe dönüşmesi görülmemiştir.
Hayvanlarda insandaki gibi insani ruh ve aklın bulunmaması, insanla hayvan arasındaki pek çok farkların esasını teşkil etmesine rağmen, materyalist (maddeci, inkarcı) düşünce mensubu bazı felsefecilerin insanın maymundan geldiği nazariyesini (görüşünü) kesin ve isbatlanmış bir gerçek imiş gibi kabul etmeleri ve yoğun propagandaları, ilmi kabul edilmemiş ve her devirde reddedilmiştir.
Buradaki incelik; nazariye (görüş) ile hakiki ilim arasındaki farktadır. Nazariye ile ilim ayrı şeylerdir. Nazariyenin ilmi hüviyet kazanabilmesi için, isbat şarttır. Bu güne kadar insanın maymundan veya mevcut maymunların insandan geldiğini ispatlayan hiçbir ilmi delil ortaya konmamıştır. Aksine; ilmi gelişmelerin tamamı, Kur’an-ı kerim’in bütün insanların ilk ceddinin Adem aleyhisselam olduğunu bildiren hükmünü tasdik etmektedir. (Bkz. Darvinizm).
Antropoloji nedir? (Felsefe)
İnsanı konu edinen öğreti.
1. Doğa bilimsel-tıbbi antropoloji: İnsanın ve çeşitli insan ırklarının beden yapısını, ortaya çıkışının, değişimini ve gelişimini araştıran bilim dalı için kullanılan tanım.
2. Kültürel antropoloji: İngiliz ve Fransız dillerinde, belirli halkların kendi içlerindeki etnik, sosyo-psikolojik ve kültürel vb. düzeylerdeki bağlanıldıklarını inceleyen araştırmaların tümü için kullanılan tanım.
3. Felsefi antropoloji: Çağdaş burjuva felsefesinde özel bir akım olan ve insanı konu edinen bir felsefe öğretisine verilen ad.
Felsefi görüşlerin tümü, genellikle insanın özünü açıklamaya ve bu açıklamadan hareket ederek, düşünce ve eylem için dayanaklar elde etmeye çalışmıştır ne var ki, özel bir felsefi antropolojinin doğuşu, kapitalizmin burjuva ideolojisinin genel bunalım dönemlerinin başlangıcına rastlar ve burjuva felsefesi içinde, Marksçılık - Leninciliğe karşı bir tepki olarak görülür.
Felsefi antropolojinin temel düşünceleri, Scheler, Gelilen, Landmann, Plessner ve Sartre tarafından geliştirilmiştir. Bunlara göre insan, biyolojik yönden alabildiğine yetersiz, kusurlu bir varlıktır. İnsanı tarihsel bağlarından kopararak, toplumsal, maddi ilişkilerinden ayırarak kavramaya çalışan bu düşünürlere göre, insanın belirgin özelliği, onun, gerçeği duyumlarla algılanabilir dünyanın dışına yükselten, akılla donanmış bir varlık olmasıdır.
Bu idealist ve aynı zamanda metafizik insan anlayışından hareket eden felsefi antropoloji, dünya görüşü sorunlarının tümünü bu anlayışa dayanarak çözümlemeye çalışır, daha doğrusu, tüm sorunları antropolojik sorunlar halinde parçalar. Marksçı-Leninci felsefe, felsefenin antropoloji haline getirilmesine, antropolojik bir sorunun, felsefenin özel bir alanı olarak bağımsızlaştırılıp tek başına ele alınmasına kesinlikle karşı çıkar.
Ne var ki, bu karşı çıkış, insan sorununun dikkatten uzak tutulması anlamına gelmez, tersine Marksçı-Leninci felsefenin her bölümünde, özellikle tarihsel maddecilikte insan ve onun faaliyeti, bilimsel bir antropoloji çalışmasından kaynaklanan, kesinlikle maddeci bir anlayışla ele alınır. Marksçı Leninci felsefe, insanı doğanın en yüksek gelişim ürünü sayar. Bu anlamda insan, maddenin toplumsal hareket biçimleri çerçevesi içinde yürüttüğü aktif faaliyet sayesinde gelişmesini sürdürür.
Bu anlamda insan, kendi kendisinin yaratıcısıdır dolayısıyla/ insanın kavranmasına, anlaşılmasına götüren yol, antropoloji düzeyindeki özel sorunların içinden değil, toplumsal çalışma sürecinden, insanın maddi pratik, nesneye yönelik faaliyetinin içinden, sosyo-politik faaliyetinden, sınıf savaşımdan, toplumsal devrimden, kısacası, onun toplumsal pratiğinin içinden geçer. Çünkü insan, bu pratik içinde doğayı, üretim güçlerini ve üretim ilişkilerini, tüm toplumu ve nihayet kendisini değiştirir.
Marks bu olguyu, insanın özünün, bireyin içine dıştan yerleştirilmiş soyut bir şey olmadığını, daha çok «toplumsal ilişkilerin bir toplamı» olduğunu belirtir. Maddi-pratik faaliyet, insanın önkoşulsuz bir faaliyeti olmayıp gerek daha önceki faaliyetinin maddi sonucu olan mevcut üretim güçleri ve üretim ilişkileri tarafından, gerekse bu temel üzerinde insanların toplumsal faaliyetlerinin bağlanıldığı olarak zorunlu şekilde ortaya çıkan genel yasal düzenlilikler tarafından kaçınılmaz olarak belirlenmiştir.
Demek ki, insanlara ilişkin, onların yaşamlarının anlamına ve içeriğine ilişkin her felsefi açıklama, toplumsal ilişkilerin somut tarihsel analizini gerektirir ve mevcut sosyoekonomik kuruluş çerçevesi içinde insanın, sınıfıyla, sınıf çıkarlarıyla, sınıfsal hedefleriyle gerçekleştirdiği pratik faaliyetine dayanarak dile getirilebilir. Kapitalist toplumdan sosyalist topluma vekomünist topluma geçiş dönemi olan çağımızda, insanlar, sömürünün ve sınıfsal baskının ortadan kaldırılıp sosyalist toplumun kurulması için savaşım vererek, çağlarını aşabilir ve yaşamlarına insan onuruna yaraşır bir içerik kazandırabilirler.
Sözlükte "antropoloji" ne demek?
İnsanbilim.
Antropoloji kelimesinin ingilizcesi
n. anthropology, study of the development of the human race
Köken: Fransızca -
Biyokimya nedir?
Sizlerde bu konu ile alakalı ders notlarınız paylaşın; hem öğrenin hem öğretin, unutmayın ki; haps olmuş bilgi,ceviz kabuğundaki kullanılmayan ceviz gibidir...Hayırlı Forumlar
Canlı sistemin fonksiyonlarını ve kimyasal yapısını inceleyen ilim dalı. Biyokimyanın gayesi organizmadaki kimyasal reaksiyonları inceleyerek canlının yapısını aydınlatmaktır.
Canlı sistemlerin bazı kısımları doğrudan gözle görülebilir. Daha küçük bazı kısımları ise mikroskobiktir. Ancak ışık veya elektron mikroskobu ile görülebilmektedir. Bunların haricinde canlıdaki sistemlerin elektron mikroskobu ile görülemeyecek kadar küçük ve ince bir yapısı vardır. Bu sebeple biyokimyanın incelediği yapılara ultramikroskobik yapılar adı verilir. Bu ultramikroskobik yapı, moleküller, molekül toplulukları ve iyonlardır. Biyokimya, incelemesini iki bölümde yapar. Birincisi
yapının incelenmesidir ki, burada canlıyı meydana getiren maddeler ve bunların organizmadaki dağılışı incelenir. Diğer kısımda bu maddelerin fonksiyonel (yaptıkları işin) incelenmesi yapılır. Biyokimya, önceleri organik kimyanın bir kolu olarak başlamıştır. Modern kimyanın kurucusu
Lavoisier'in organik maddelerin yanmasıyla CO2 ve H2O (karbondioksit ve su)nun meydana geldiğini
göstermesinden sonra, organik kimyacıların havyani ve nebati kaynaklı çeşitli bileşiklerin ayrılıp tanınması için yaptıkları çalışmalar, biyokimyanın başlangıcını teşkil etmiştir. Pasteur'un fermantasyon (mayalanma) üzerindeki geniş araştırmaları Buchner'i çağdaş enzim kavramına yöneltmiş, bu arada pH kavramı ve vücuttaki nötralizasyon reaksiyonlarına ait fikirler geliştirilmiştir. Daha sonraları nükleik asidler keşfedilmiş ve organizmanın en önemli enerji maddesi olan "adenozin trifosfat" (ATP) kastan elde edilmiştir.
Metabolizma reaksiyonlarının aydınlatılması gayesiyle de araştırmalar yapılmış; Knoop, yağ asitlerinin organizmada Beta-Oksidasyon ile yakıldığını; Krebs ve Hanseleit, vücutta amonyaktan üre sentezinin "Ornitin Siklusu" adı verilen bir seri metabolizma reaksiyonu ile meydana geldiğini göstermişlerdir. Virüslerin nükleoprotein yapısında olduğunun gösterilmesi canlılık ve cansızlık kavramları arasında kesin bir sınır olmadığını zihinlere yerleştirmiştir. Bazı vitaminlerin enzim işleyişinde görevli maddelerle olan ilişkilerinin açığa çıkarılması, vitaminlerin canlıdaki görevlerine bir derece açıklık getirmiştir. Proteinler ve nükleik asitler gibi makromoleküllerin yapılarının yeni metodlarla daha ayrıntılı biçimde aydınlatılması, biyokimya alanında en parlak gelişmelerdir.
Biyokimyanın ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkması iki ana sebepten dolayıdır. Birincisi, kimya sadece kimyasal yapı ve olaydan bahsederken, biyokimyanın her molekülün hayati fonksiyonunu araştırmasıdır. Diğer önemli sebep biyokimyanın kimyadan çok daha ayrı ve ileri tekniklere ihtiyaç göstermesidir. Biyokimya, kimyanın bütün tekniklerini kullandıktan başka biyolojik materyallerden de faydalanmaktadır.
Yaşayan cisimlerin muhtevası: Yaşayan cisimlerin ana yapıları başlıca karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve nükleik asitlerden meydana gelmiştir. Hücrede temel maddelerin oranları; protein % 50-60, nükleik asitler % 10-20, karbonhidratlar % 5, yağlar % 10-20 şeklindedir. Ayrıca miktar olarak çok az bulunmasına karşı hayati önem arz eden maddeler de bulunmaktadır. Bunların başında enzimler (fermentler) gelir. Bütün bu organik maddelerin dışında hücre ve dokuların hepsinde potasyum, sodyum, kalsiyum, mağnezyum, fosfor ihtiva eden tuzlar vardır. Demir, mangan, bakır, çinko, kobalt, selenyum ve sulfatlar da küçük miktarlarda bulunur.
Enzimler canlı organizmada kimyasal reaksiyonların olmasında rol oynayan organik maddelerdir. Enzimler çok değişik sayı ve türde olup, her kimyasal reaksiyonda veya her ayrı tip reaksiyonda ayrı bir enzim (ferment) rol alır. Bütün enzimlerin ana yapısı protein olup az bir kısmı protein olmayan bölümler de ihtiva ederler. Enzimleri, biyokimyanın bir dalı olan Enzimoloji inceler.
Hücrede enerji yapımı: Hücrenin enerji ihtiyacı iki türlü karşılanır. Bunlardan birisinde oksijen kullanılarak enerji kaynağı olan maddelerden (karbonhidratlar gibi) karbondioksit ve su çıkışıyla enerji sağlanır. Diğer yolda ise oksijen kullanılmaksızın şekerler daha küçük moleküllere (laktik asit, butanol, asetik asit) parçalanarak hücreye enerji sağlanır.
Yeşil bitkilerde karbondioksit ve güneş enerjisinden şekerlerin yapılması, hayatın en önemli kimyasal reaksiyonlarındandır. Bu, fotosentez adıyla anılır. Reaksiyonun denklemi şöyledir:
(ışık)
6CO 2 + 6H 2 O ??› c 6 H 12 O 6 (glikoz) + 6O 2
Bazı boyalı madde ihtiva eden bakterilerde de çok benzer bir fotosentez olayı vardır:
(ışık)
6CO 2 + 6H 2 O ??› C 6 H 12 O 6 (glikoz) + 12O -
SOSYOLOJİ NEDİR?
Sosyoloji ya da toplum bilim, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalı. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır. Toplum bilimi alanında çalışan bir kişiye de sosyolog denir. Bir akademik disiplin olarak toplum bilimi bir sosyal bilim olarak kabul edilmektedir ve 19. yüzyılın ilk çeyreğinde gelişmiş diğer bilim dalları ile karşılaştırıldığında göreceli olarak gençtir. Birçok sosyolog bir veya daha fazla uzmanlık alanında veya alt dallarında çalışmaktadır." Sociology " kelimesi, Yunanca “bilim” anlamına gelen “logy” eki ve Latince' de, genel anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost anlamındaki, “socius” kelimesinden gelen “socio-” kökünden oluşur. Toplum bilimi geniş çerçeveli bir disiplin olduğu için, profesyonel toplum bilimciler için bile tanımını yapmak güçtür. Bu disiplini tanımlamak için işe yarayan yollardan biri bu disiplini toplumun farklı boyutlarını inceleyen alt dalların oluşturduğu bir küme olarak tanımlamaktır. Örneğin toplumsal sınıflaşma eşitsizliği ve sınıfsal yapıları, demografi nüfusun miktar ve türündeki değişimleri, suç bilimi suç davranışı ve çarpıklıkları, politik toplum bilimi hükumet ve yasaları, ırk toplum bilimi ve cinsiyet toplum bilimi ırk ve cinslerin eşitsizliği kadar ırk ve cinsiyetlerin toplumsal yapılarını inceler. Doğadaki birçok çapraz disiplini içerecek şekilde, ağ çözümlemesi gibi yeni toplumsal alt bilim dalları ortaya çıkmaya devam etmektedir. Birçok toplum bilimci, akademi dışında yararlı araştırmalar yapmaktadır. Bulguları eğitimcilere, yasa yapıcılara, yöneticilere, yenilik yapmak isteyenlere, iş dünyasının liderlerine ve toplumsal sorunları çözme ve sosyal politikalar oluşturma konusuyla ilgilenenlere yardımcı olmaktadır. Sosyoloji nedir? Sosyoloji insan toplumlarını bilimsel,sistematik ve eleştirel olarak inceleyen sosyal bir bilimdir. Bu sosyolojinin en genel düzeyde tanımlanmasıdır [sosyoloji] Sosyoloji neyi inceler? Toplumun yapısını, organizasyonu, değişimi ve işleyişini inceler. Sosyolojik bakış açısı nedir? Sosyolojik bakış açısı sosyolojini toplumsal olaylara nasıl yaklaştığını, nasıl incelendiğini, sosyolojinin olayları incelemesini diğer sosyal bilimlerden nasıl farklı olduğuyla ilgilidir. Daha öncede ifade edildiği gibi sosyoloji toplumsal bağlam içerisinde sosyal davranışı inceler. Sosyal davranış bireylerin bir anlam ifade eden ve diğer insanlarla ilişkili davranışlarıdır. Sosyal davranış sosyal ilişki ve etkileşim sonucu oluşur. Sosyoloji sosyal davranışı açıklamak için kendine özgü bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu bakış açısı belli temel öncüllere dayalıdır. Bunları şöyle ifade edebiliriz: 1- İnsanlar sosyal varlıklardır. 2- Sosyal davranış öğrenilir. 3- Toplum insanların ait olduğu en geniş gruptur. 4- İnsanlar tek boyutlu değildir. Bu nedenle sosyal davranışta çok boyutludur. 5- Birey davranışlarındaki ilişki toplamı açısından incelenir. Türkiye’de sosyolojinin kurucusu kimdir? Türkiye’de sosyolojinin kurucusu Ziya Gökalp’ dir. Sosyolojiye önemli katkı sağlayan başlıca düşünürler kimlerdir? 1- E. Durkheim 2- K. Marks 3- M. Weber 4- V. Pareto 5- G.Simmel 6- W. Mills 7- T. Parsons Sosyoloji/ Sociology kelimesi socius ve logy kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Günümüzde Toplum Bilim anlamına gelen bu kelime, Yunancada bilim anlamına gelen logyeki ve Latincede arkadaş, dost gibi insanı anlatan bir kelime olan socius birleşimi ile anlamını tamamlamaktadır.Kelimenin bu şekilde oluştuğu fikri, 1838de Auguste Comte tarafından açıklanmıştır. 19. yüzyıl itibariyle adını duyurmaya başlayan bu bilim dalı, fazlasıyla genç olmasının yanı sıra arka planında oldukça köklü fikirleri bulundurmaktadır. Bilgi ve felsefi bir alt yapı ile harmanlanan sosyoloji bilimi ile uğraşan kişilere Sosyolog denilmektedir. Sosyologlar, toplumun işleyişini, yapısını, toplumda meydana gelen değişiklikleri araştırarak incelemektedirler. Bu araştırma ve inceleme aşamalarında ise sosyoloji belirli bilimsel sistemleri kullanmaktadır. Sosyolojinin babası olarak kabul edilen Auguste Comte, aynı zamanda bir matematikçi ve filozof olarak da ün yapmıştır. Comte, Sosyoloji neden diğer bilim dalları gibi bir dal olmasın tezi ile işe başlayarak sosyolojiyi; kimya, biyoloji, matematik, astronomi gibi uğraştığı bu bilimlerin üzerinde görmüştür. 19. yüzyıl dünyasında Comte tarafından temelleri atılan sosyolojiye Emile Durkheimin de büyük katkıları söz konusudur. Fransız sosyolog Emile Durkheim, LAnnée Sociologique adında yayın kurmuştur. Bu yayın sosyolojiyi bambaşka noktalara taşımıştır. Özellikle Din Sosyolojisi ile ilgilenen Durkheim, toplumların Tanrı ile ilişkisini ve bunun topluma etkisini incelemiştir. Sosyoloji 20.yüzyıla gelindiğinde de sosyologlar tarafından kurulan çeşitli toplum bilimleri bölümleri ile aşama kaydetmeye devam etmiştir. Özellikle de 1919da Almanyada Ludwing Maximillans University of Munich de Max Weber tarafından kurulan toplum bilimi bölümü, sosyoloji bilimine çeşitli katkılar sağlamıştır. 1905 yılında kurulan Amerikan Toplum Bilim Birliği ise dünyanın en büyük profesyonel sosyologlar birliği olarak tarihe geçmiştir. Sosyolojinin Bazı Genel Özellikleri *Sosyoloji olması gereken toplumu değil var olanı inceler. *Bireye ait sorunlar sosyolojinin ilgi alanına girmez. *Sosyoloji toplumu bir bütün olarak inceler. *Sosyoloji toplumdaki benzer sosyal olayları inceleyerek bunların ortak noktalarını tespit eder ve buna göre çeşitli genellemelerde bulunur. Ancak sosyoloji tüm toplumlar için geçerli olacak evrensel kurallar oluşturmaz. *Sosyoloji objektiftir, araştırma ve incelemelerinde kendine özgü teknikler kullanır. Sosyolojinin Bazı Alt Dalları
*Din Sosyolojisi
*Hukuk Sosyolojisi
*Kent Sosyolojisi
*İktisat Sosyolojisi
*Sanat Sosyolojisi
*Ahlak Sosyolojisi
*Sağlık Sosyolojisi
*Siyaset Sosyolojisi
*Göç Sosyolojisi*Tarih Sosyolojisi Önemli Sosyologların Yaklaşım ve Yöntemleri
-Auguste Comte, Pozitivist
-Emile Durkheim, Pozitivist
-Karl Marx, toplumları ekonomik dayanaklar ile açıklar, diyalektik materyalist
-Max Weber, Anlamcı ve etkinlikçiKavramlar;
- Toplumsal gerçeklik
- Toplumsal yapı
- Toplumsal ilişkiler
- Toplumsal gruplar
- Toplumsal katmanlaşma
- Toplumsal gelişim
- Toplumsal politikalar
- Kültür
- Toplumsal kurumlar
- Toplumsal değişme
- Toplumsal çözülme
- Sosyonik
Dallar;
- Ahlâk Sosyolojisi
- Aile Sosyolojisi
- Askeri Sosyoloji
- Beden toplum bilimi
- Bilgi Sosyolojisi
- Bilim Sosyolojisi
- Çalışma Sosyolojisi
- Çevre Sosyolojisi
- Din Sosyolojisi
- Eğitim Sosyolojisi
- Endüstri Sosyolojisi
- Folk Sosyolojisi
- Göç Sosyolojisi
- Cinsiyet Sosyolojisi
- Hukuk Sosyolojisi
- İktisat Sosyolojisi
- İnsan Ekolojisi
- Kent sosyolojisi
- Köy Sosyolojisi
- Kurumlar Sosyolojisi
- Küçük Topluluklar Sosyolojisi
- Kültür Sosyolojisi
- Medikal Sosyoloji
- Natüralist Sosyoloji
- Sağlık Sosyolojisi
- Sanat Sosyolojisi
- Sanayi Sosyolojisi
- Siyaset Sosyolojisi
- Toplumsal Psikoloji
- Tarih Sosyolojisi
- Uluslararasi İlişkiler Sosyolojisi
- Uygulamalı Sosyoloji
-
19 Ocak 1798
Montpellier, Fransa5 Eylül 1857 (59 yaşında)
Paris, Fransa18. yüzyıl felsefesi Batı felsefesi
AGUSTE COMTE.(ÖRNEK)
-
Sultangazi/istanbul hafif kar yağışlı ...