Sistemci5534 tarafından yazılan gönderiler

    Yüksek Basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru olan, yatay yönlü hava hareketlerine rüzgar denir. Rüzgarların hızı anemometre adı verilen aletlerle ölçülür. Rüzgarların oluşmasının nedeni komşu iki yer arasındaki basınç farkıdır. İki yer arasındaki basınç eşitlenince rüzgar durur.
    Rüzgar Çeşitleri
    Rüzgarlar başlıca üç gruba ayrılır:

    • Sürekli rüzgarlar
    • Devirli (mevsimlik) rüzgarlar
    • Yerel rüzgarlar

    1. Sürekli Rüzgarlar
    Yıl boyunca aynı yönde esen rüzgarlardır. Diğer bir deyişle daimi yüksek basınç alanlarından daimi alçak basınç alanlarına doğru esen rüzgarlardır. Sürekli rüzgarlar; alizeler, batı rüzgarları ve kutup rüzgarları olmak üzere üçe ayrılır.
    Sürekli Rüzgarların Özellikleri

    • Sürekli aynı yönde eserler.
    • Dünyanın günlük hareketinin etkisiyle hareket ettikleri yönün kuzey yarımkürede sağına, güney yarımkürede solna saparlar.
    • Estikleri bölgeleriniklimini etkilerler.

    a) Alizeler
    30° kuzey ve 30° güney paralelleri çevresindeki dinamik yüksek basınç kuşağından ekvatordaki alçak basınç kuşağına doğru yıl boyunca esen rüzgarlardır. Dünyanın günlük hareketine bağlı olarak kuzey yarımkürede kuzeydoğudan, güney yarımkürede güneydoğudan eserler. Alizeler, tropikal kuşaktaki karaların doğu kıyılarına yağış bırakır. Sıcak kuşaktaki okyanus akıntılarının oluşmasında ve yönlerinde etkilidir.
    b) Batı Rüzgarları
    30° enlemlerindeki dinamik alçak basınç kuşaklarından 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç kuşaklarına doğru esen rüzgarlardır. Dünyanın ekseni etrafındaki hareketinin etkisiyle kuzey yarımkürede güneybatıdan, güney yarımkürede kuzeybatıdan eserler. Orta kuşak karalarının batı kıyılarına bol yağış bırakırlar. 60° enlemlerinde kutup rüzgarları ile karşılaşarak cephe yağışlarına yol açarlar. Orta kuşaktaki okyanus akıntılarını ve yönlerini etkilerler.
    c) Kutup Rüzgarları
    Kutuplardaki termik yüksek basınç alanlarından 60° enlemlerindeki dinamik alçak basınç alanlarına doğru esen soğuk rüzgarlardır.
    2. Mevsimlik Devirli Rüzgarlar (Musonlar)
    Birbirine komşu olan büyük kara parçaları ile okyanusların yıl içerisindeki farklı oranda ısınma ve soğumalarına bağlı olarak oluşan basınç alanları arasında eserler.
    a) Yaz Musonu
    Yaz mevsiminde çabuk ısınan Asya içlerinde alçak basınç alanı oluşur. Geç ısınan Hint okyanusu ise yüksek basınç alanı halindedir. Bu nedenle yaz musonları denizden karaya doğru eser. Mayıs-Ekim ayları arasında etkili olurlar. Yaz musonları deniz ve okyanuslardan kaynaklandıkları için bol nem taşır ve etkili olduğu yerlere bol yağış bırakırlar.
    b) Kış Musonu
    Kış mevsiminde Asya’nın iç kısımları çok soğur ve burada güçlü bir yüksek basınç alanı oluşur. Güneyindeki Hint Okyanusu ile güneydoğusundaki Büyük Okyanus ise geç soğudukları için birer alçak basınç alanı halindedir. Bu basınç farklılığı, kış mevsiminde Asya içlerinden Hint ve Büyük Okyanus’a doğru esen rüzgarların oluşmasına neden olur. Bunlara kış musonları adı verilir.
    Kış musonları karadan geldikleri için soğuk ve kurudurlar. Bu nedenle yağış getirmezler. Ancak okyanusu geçerken nem aldıkları için Asya’nın güneydoğusundaki adalara yağış bırakırlar.
    Görüldüğü Yerler

    • Güney Asya ile Hint Okyanusu arasında
    • Kuzey Amerika ile Meksika Körfezi arasında
    • Batı Afrika ile Gine Körfezi arasında
    • Doğu Afrika ile Hint okyanusu arasında
    • Doğu Asya ile Büyük Okyanus’a bağlı denizler arasında

    3. Yerel Rüzgarlar
    Bunların bir kısmı, genel hava dolaşımına bağlı rüzgarların yerel olarak bazı değişikliklere uğramasıyla oluşur. Bazıları da tamamen yöresel basınç farkları sonucunda oluşurlar.
    a) Meltemler (Günlük Devirli Rüzgarlar)
    Birbirine yakın iki ayrı özellikteki alanın, gün içerisinde farklı derecede ısınıp soğumasına bağlı olarak oluşur ve gece ile gündüz arasında yön değiştirir.
    Kara ve Deniz Meltemleri
    Gündüz, karalar daha fazla ısınarak alçak basınç alanı oluşur. Denizler ise daha serin olduğu için yüksek basınç alanıdır. Bunun sonucunda denizden karaya doğru serin bir rüzgar eser. Buna deniz meltemi denir. Deniz melteminin ege kıyılarındaki adı İmbat’tır. Deniz meltemi yağış getirmez. Gece ise, karalar daha fazla soğur ve yüksek basınç alanı oluşur. Denizler daha sıcaktır ve basınç azdır. Bunun sonucunda da, karadan denize doğru rüzgar eser. Bu rüzgarlara kara meltemi denir.
    Dağ ve Vadi Meltemleri
    Yanyana bulunan bağlarla alçak düzlüklerin gün içinde farklı ısınma ve soğumalarına bağlı oalrak oluşur. Gündüz, dağ yamaçları vadilerden daha çok ısındığı için basınç azdır. Bu nedenle rüzgar, vadiden yamaç yukarı eser. Bu rüzgara vadi meltemi denir. Gece ise yamaçlar vadilere oranla fazla soğuduğu için rüzgar dağdan vadiye doğru eser. Bu rüzgara dağ veya yamaç meltemi denir.
    b) Sıcak Yerel Rüzgarlar
    Bunlar geldikleri yerlere göre sıcak olan rüzgarlardır.
    Fön (Föhn) Rüzgarı
    Bu rüzgar yamaç boyunca yükselen hava kütlesinin bir dağı aşarak diğer yamaçta alçalmasıyla oluşur. Yükselen hava her 100m’de 0,5°C soğur. Oysa dağın diğer yamacında alçalmaya başlayınca her 100m’de 1°C ısınır. Bunun nedeni kuru havanın alçalırken sürtünmenin de etkisiyle daha çok ısınmasıdır. İşte bu hava akımına fön rüzgarı denir. En tipik biçimiyle İsviçre Alpleri’nin kuzey yamaçlarında etkili olan Föhn rüzgarı Türkiye’de Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları’nda etkilidir.
    Etkili Olduğu Yerlerde

    • Sıcaklığı ve buharlaşmayı artırır.
    • Bitkilerin olgunlaşma ve hasat süresini kısaltır.
    • Havanın nem açığını artırır.
    • Yağış oluşumunu engeller.
    • Kar erimelerine neden olur.
    • Bağıl nemi azaltır.
    • Havanın nem taşıma kapasitesini artırır.

    Sirokko
    Büyük Sahra’dan kaynaklanan Cezayir ve Tunus üzerinden Akdeniz’e doğru esen sıcak ve kuru bir rüzgardır. Akdeniz’i geçerken nem alarak İspanya, Fransa ve İtalya’nın güney kıyılarına yağış bırakır.
    Hamsin
    Afrika’nın kuzeyindeki kara içlerinden Libya ve Mısır’ın kıyıya yakın bölgelerine doğru eser. Sıcak, kuru ve bunaltıcıdır.
    Samyeli (Keşişleme)
    Türkiye’nin güney bölgelerinde esen sıcak bir rüzgardır. Sıcak, kuru ve bunaltıcıdır. Özellikle yaz aylarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde buharlaşmayı aşırı derecede artırarak kuraklığa neden olur.
    c) Soğuk Yerel Rüzgarlar
    Bora
    Dalmaçya kıyılarında, Dinar Alpleri’nden Adriya Denizi’ne doğru esen soğuk ve kuru rüzgarlardır. Hızları fazladır.
    Mistral
    Fransa’nın Rhone vadisini izleyerek Akdeniz’e doğru esen soğuk ve kuru rüzgardır.
    Krivetz
    Romanya’da aşağı Tuna ovasından Karadeniz’e doğru esen soğuk ve kuru rüzgardır.
    d) Tropikal Rüzgarlar
    Sıcak kuşakta, ani basınç farklarından kaynaklanan ve hızları saatte 100-150 km’ye kadar çıkabilen rüzgarlardır. Daha çok okyanuslar üzerinde oluşurlar. Sarmal hava hareketleri halinde olduklarından, genellikle hortumlara neden olurlar. Tropikal rüzgarlara, Asya kıyılarında Tayfun, Meksika Körfezi kıyılarında Hurricane, Afrika’nın bazı kesimlerinde ve Latin Amerika kıyılarında da Tornado adı verilir. Türkiye gibi denizler ve karalar arasında büyük basınç farkının oluşmadığı bölgelerde bu rüzgarlar etkili değildir.
    ***Aşağıdaki tabloda ve yanındaki pusuladan anlaşılacağı üzere ülkemize hakim olan rüzgarlar sıralanmıştır.******Dünya üzerinde hakim olan ve oluşumlarına göre ayrılan rüzgar çeşitleri aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.***
    Ruzgar_cesitleri.pngimages?q=tbn:ANd9GcTPFRX2PvWVvFmHWgoyKZcg2cgsKIPuJs0CkjBDFyWc6I3jZwFoxAt%C3%BCrkiye+r%C3%BCzgar+y%C3%B6nleri.jpg

    Selam arkadaşlar burada, Mezo ölçek meteorojisi ve gelişimi,hakkındaki bilgilerimizi paylaşabiliriz. Hayırlı forumlar... :)
    Kısaca Mezo ölçek nedir?
    Yerel rüzgarlar, boranlar, hortumlar, yağmur bantları gibi yeryüzünde yatay yönde iki kilometreden 100 kilometreye ve varlık süresi bir saatten bir kaç güne kadar değişen meteorolojik olayları kapsayan bir meteorolojik ölçek, orta ölçek çeşididir.

    Kaç Çeşit Bulut Vardır? Bulutlar Nasıl Oluşur? Bulutlar ve Özellikleri

    Güneş ısısının etkisiyle her gün yüzbinlerce metreküplük su buharlaşarak atmosfere doğru yükselir. Su buharının oluşumları ise bulutları meydana getirir.
    Yoğunlaşma: Su buharının su taneleri durumuna dönüşmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşma ise nemli sıcak hava soğuduğu ya da neme doymuş soğuk havada soğutulduğu zaman meydana gelir.
    Bulut Çeşitleri
    1) Sirrus Bulutları (Saçakbulutlar): bu yüksek bulutlar incecik buz billurlarından meydana gelirler. Deniz düzeyinden yükseklikleri 12 bin m.yi bulur.
    2) Sirrostratüs Bulutları (Tül bulutlar): tül bulutlar da buz billurlarından meydana gelmiştir. Güneş veya Ay, bu bulutların arkasından, çevrelerinde hâle adı verilen ışıklı bir daire varmış gibi görünürler.
    3) Sirrokümülüs Bulutları (Yumak bulutlar): bunlar her zaman rastlanan bulut çeşitlerinden değildir. Saçak ya da tül bulutların parçalanması ve bunların yeniden pul pul sıralar durumunda birleşmesiyle meydana gelirler. Bütünüyle kıyıya vuran dalgacıkları andırırlar.
    4) Altostratüs Bulutları (Üst Katman bulutlar): kalın tül bulutlara benzerler ve mavi ya da gri renktedirler.
    5) Altokümülüs Bulutları (Karabulutlar): beyaz ya da gri renkli pamuk ya da yapağı yığınını andıran birer katman durumundadırlar. Gruplar ya da diziler halinde gökyüzünde yayılırlar. Su zerrelerinden meydana gelirler.
    6) Kümülonimbus Bulutları (Boranbulutlar): geniş ve toplu sağanak ve boran bulutlarıdır.
    7) Stratokümülüs Bulutları (Yığınbulutlar): renkleri açık ve koyu gri arasında değişir. Gökyüzünü baştan başa kaplayan örtücü bulutlardır. Topak topak kümeler halinde görülür. Çoğunlukla birikip nimbüs bulutlarını (karabulutlar) meydana getirirler.
    B) Stratüs Bulutları (Katmanbulutlar): gökyüzüne bir sis katmanı gibi yayılan gri renkli bulutlardır. Yağmur yapmazlar. Sadece çise meydana getirirler.
    9) Kümülüs Bulutları (Kümebulutlar): birbirinden ayrı, büyük parçalı, beyaz renkli küme biçimindeki bulutlardır. Karnıbahara benzerler, taban yüzeyleri yataydır. Genellikle gündüz oluşur, gece dağılırlar. Güzel havanın işaretidirler ancak yağmur yapıcı boranbulutlara dönüşebilirler.
    10) Nimbüs Bulutları (Karabulutlar): tüm bulutlardan daha karanlık bir görünüştedirler. Sürekli yağmur getirirler.
    1de9310f8a736518fe31639801ad0ff3.gif


    Çeşitleri ve kelime anlamları:


    • Cirrus: Bir bukle saç, bir at yelesi, bir kuş tüyü
    • Stratus: Yayılmak, uzamak, yassılaşmak, düzleşmek.
    • Cumulus: Yığılma, birikme, yığın, küme.
    • Alto: Yüksek, yüksek hava.
    • Nimbus: Yağmur bulutu.

    Cinsler

    • Fibratus: Lif, tel, iplik, ince tel, elyaf.
    • Uncinus: Çengel, kanca.
    • Spissatus: Kalınlaşmak, yoğunlaşmak.
    • Castellanus: Kale burcu, sur.
    • Floccus: Yün öbeği, tüylenmiş kumaş.
    • Stratiformis: Yayılmış, uzamış, yassılaşmış, düzleşmiş görünümde,biçimde.
    • Nebulosus: Sisle dumanla kaplı, belirsiz, açık ve net olmayan.
    • Lenticularis: Küçük mercek, mercimek.
    • Fractus: Kırık, çatlak, parçalı, kopuk,yarık.
    • Humilis: Yere yakın, alçak, küçük boyutlu.
    • Mediocris: Orta, orta seviyede.
    • Congestus: Yığınların, kümelerin büyümesi, birikerek çoğalması.
    • Calvus: Kel, soyulmuş, çıplak.
    • Capillatus: Saçı olan (kel değil).

    Türler

    • İntortus: Bükmek, kıvrılmak, döndürmek, dolaştırmak, karıştırmak.
    • Vertebratus: Omurgası olan, omurga şeklinde.
    • Undulatus: Dalgalı.
    • Radiatus: Işık saçan, parlak.
    • Lacunosus: Delikleri, yarıkları olan (bal peteği görünümlü).
    • Duplicatus: Çift, tekrarlı, ikili.
    • Translucidus: Saydam, geçirgen.
    • Perlucidus: İçinden ışığın geçmesine izin veren (parlak).
    • Opacus: Gölgeli, kalın, gür çalılıklar gibi.

    Ek Özellikler

    • İncus: Örs.
    • Mamma: Meme, hayvan memesi.
    • Virga: Çubuk, değnek, sopa, dal.
    • Praecipitatio: Yağışlı, yağış düşen.
    • Arcus: Yay, kavis, kemer.
    • Tuba: Boru, tüp.
    • Pileus: Kasket, başlık, kep.
    • Velum: Geminin denize açılması, çadırın rüzgardan sallanması.
    • Pannus: Kumaş parçası, parça, bez paçavrası,yırtık pırtık.

    Kırağı Nedir ? (Tanım 1) : Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir.
    Not: Çiy ve kırağı havadan yağmaz, havadan yere düşmez.
    Kırağı Nedir ? (Tanım 2) : Kırağı, atmosferik sınır tabakadaki hava parselinin aktüel buhar basıncının, yüzeyin sıcaklığına ait buz üstünde doymuş buhar basıncından daha yüksek olması sonucu, havadaki su buharının soğuk yüzey ve/veya cisim üzerinde yoğuşarak katı faza geçmesidir. Kısaca kırağı zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir. Oluşum biçimi bakımından çiyden bir farkı yoktur. Meteorolojide yağış kategorisinde değerlendirilmez. Soğumanın çok şiddetli olduğu yerlerde, havanın temas ettiği yüzeylerde buz kristallerişeklinde oluşan yoğuşma ürünüdür. Türkiye'de bu olay kış mevsiminin başlarında görülür.
    Kırağı Nedir (Detay)
    Kırağı, kısaca donmuş çiğdir. Soğuk havalarda görülür. Kırağı, suyun buhar hâlinden doğrudan doğruya katı hâline geçmesiyle meydana gelir. Çiğin meydana geliş şekliyle kırağı arasındaki fark, havanın daha az rutubetli olmasına dayanır.
    Kırağı Nasıl Oluşur?
    Kırağı, havanın su buharına doyduğu ve hava sıcaklığının donma noktasının altında olduğu zaman meydana gelir. Su buharı, buhar hâlinden sıvı hâle geçmeksizin direkt katı hâle geçer. Kırağı, genelde çimen, ağaç gövdesi ve camlarda daha belirgin görülür. Eğer sıcaklık “0” derecenin hemen altında ve bulut damlacıkları büyük ve çoksa kırağı yerine parlak buz veya sır hâsıl olur.

    Açık gecelerde radyasyon dolayısıyla toprak ısı kaybeder; serin toprak, havayı soğutur ve nisbeten yoğunluğunu da arttırır. Böylece kırağı düşmesi için şartlar hazır hâle gelir. Bu durumda yere yakın olan havayı ısıtarak kırağı önlenebilir. Bu sebeple meyve üreticileri, bitkilere zarar veren kırağıdan korunmak için ağaçların arasında sıvı yakıtla çalışan küçük ısıtıcılar kullanırlar. Aynı zamanda havanın çeşitli tabakalarındaki ısıyı aynı tutmak için büyük vantilatörler de kullanılabilir. Bodur ağaçlar su içinde bırakılarak kırağıya sebep olan soğuk hava tabakasından tecrit edilebilir.

    Suyun, donmasıyla buzlu ve karlı kırağı meydana gelir. Kırağı, umûmiyetle koyu renkli cisimler üzerinde ve ot, odun, kütük gibi yerlerde ortaya çıkar.

    Ağaçlara yapışan kaba kırağının neden uzun ince iğneler biçiminde şekiller meydana getirdiğini anlamak için yoğunlaşma ve kristal büyümesi hakkında bilgi sâhibi olmak lâzımdır. Havadaki su buharı donma noktasının üzerinde iken çiğ damlaları halinde olup, donma noktasının altına düşünce ve bitki üzerinde sivri bir çıkıntı bulunca kırağı halini alır. Kırağının garip şekiller almasının sebebi kristallerin büyüme kânunlarına tâbi olmasından ileri gelir.

    Açık, ayazlı gecelerde üstü açık eşyâ, çayır, çimen, tarla üstüne, iğne, tüy, pul biçimindeki ince buz parçacıkları olarak yoğunlaşmış bir yağış şekli olarak düşen kırağı, soğuk olduğu için bitkilere zarar verebilmektedir. Geceleyin dallar, çiçekler kırağı ile örtülürse, ertesi günü bunlar buruşup solar, bozulur. Soğuğa dayanıklı bitkileri kırağı çalmaz. Esasen bitkiye zarar veren kırağı değil, o sırada meydana çıkmış olan “don” hâdisesidir. Kırağı, umumiyetle durgun ve ayazlı havada belli olur. Böyle durumlarda narenciye ve sera ekicileri gerekli tedbirleri alırlar.K%C4%B1ra%C4%9F%C4%B1.jpg

    Çiy Nedir?
    Havadaki nemin, soğuk nesnelerle temas etmesi sırasında yoğunlaşarak nesne üzerinde su damlacıkları oluşturmasına çiğ denir.
    Çiy Nasıl Oluşur?
    Çiğ genellikle ilk bahar ve yaz aylarında, havadaki nem oranın yüksek olduğu zamanlarda oluşur. Gündüz ve gece arasında ısı farkının çok olduğu zamanlarda çiğ oluşumu görülür. Gündüz sıcaklığıyla ısınan nesneler ve havadaki nem, güneşin batmasıyla soğurlar. Soğuyan havadaki nem yani su buharı yoğunlaşmaya başlar ve yere doğru alçalışa geçer. Soğumuş çimen, ağaç, taş, beton, ve asfalt gibi nesnelere temas eden su baharı daha da yoğunlaşarak nesneler üzerinde su damlacıklarını yani çiyi oluştururlar. Ormanlık alanlarda gece ve gündüz arasındaki ısı farkı daha çok olduğundan çiy oluşumu daha sık görülür.
    Çiyin Faydaları:
    Çiy damlaları sıcak ve yağmursuz mevsimlerde bitkilerin su ihtiyacını karşılayarak hayatta kalmalarını sağlar. Ayrıca bu su damlaları, kirpi, solucan, karınca gibi çeşitli canlıların su ihtiyacını da karşılayarak hayatta kalmalarını sağlar.
    Test İle Yapay Çiy Oluşumu:
    Örnek 1
    Soğuk havalarda cam bir yüzeye ağızdan üflenen hava ile çiy oluşumu yapılabilir. Ağızdan çıkan sıcak ve nemli hava, cam üzerindeki soğukluğun etkisiyle hızla yoğunlaşır ve çok küçük su damlacıkları yani çiy oluşur.
    Örnek 2
    Buzdolabına konulan bir cisim, dolaptan çıktıktan sonra üzerindeki soğuğa temas eden havadaki nem yoğunlaşarak su damlaları oluşturur.
    Örnek 3
    Çaydanlıktaki su kaynamaya başladığında çıkan su buharına, bir cisim tutulursa su buharı yoğunlaşarak su damlacıklarına dönüşür.
    1322323467_dc02db2f65f3452a69fe32d2a0ee11ad_940167074.jpgkiragi.jpg20acb051e2415937b527.jpgkiragi-nasil-olusur_646x340.jpg

    DOLUNUN OLUŞUMU VE DOLU NEDİR :
    Dolu Nedir?
    Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türüdür. Diğer bir ifadeyle; havanın üst katmanlarında soğuktan donarak, yuvarlak buz taneleri biçiminde yağan yağmur.
    Dolu Nasıl Oluşur?
    Bazı meteorolojisiler, dolunun, 1000-2000 metre yükselen bir sıcak hava akımı ile, inmekte olan soğuk hava akımının karşılaşması sonucu oluştuğunu düşünüyorlar. Sıcak haya akımının böyle birden ısı kaybetmesi, içindeki nemli havanın donarak, doluyu oluşturan buz tanelerine dönüşmesine yol açar. Bu istemin pek çok kez tekrarlanması sonucu ise, bildiğimiz dolu taneleri oluşur. Diğer bazı meteorolojisiler ise dolunun, havadaki bazı elektriksel oluşumlardan kaynaklandığını savunuyorlar. Neden ne olursa olsun, dolu fırtınaları her zaman için çiftçinin kötü rüyası olmuş, özellikle bağlarda büyük zararlara yol açmıştır.
    Dolu Ne Zaman ve Nasıl Oluşur Kısaca Bilgi verelim.
    dolu.jpg
    Bu yazımızda yağış türlerinden dolunun ne şekilde ve ne zaman meydana geldiğine değineceğiz. Dolu nasıl ve neden yağar ? sorularına cevap arayacağız. Dolu; atmosferdeki su buharının yükselerek donması ve buz şeklinde yeryüzüne düşmesine denmektedir.
    Dolu, atmosferdeki su buharının bir anda soğuk havayla teması ve sonrasında buz şeklinde yeryüzüne düşmesi şeklinde oluşum gösterir. Yeryüzüne dönme esnasında karşılaştığı suları da alarak daha büyük bir şekle ulaşır. Dolu yağışı atmosferde çok yaşanır ancak yeryüzüne düşme esnasında sıcak havayla karşılaşınca erir.
    Dolu yağışı çoğunlukla yaz ve kış mevsim geçişlerinde hava değişimi esnasında yaşanır. Rüzgarlar bulutu getirir, ardından ise sıcaklık bir anda azalarak yağmur taneleri donar ve dolu yağışı görülür.
    Dolu yağışlarının ne zaman oluştuğunu merak edenler için ise ; kimi zaman bulutlar boyuna seyreder ve dolu yağışlarının sıcak hava bulutlarından çıkışını önler. Bu nedenle dolu yağar hemde oldukça büyük tanelerle…
    Dolu tarımsal faaliyetlerle ilgilenen kişilerin sevmediği bir doğa olayıdır. Bunun için pek çok önlemler alınır. Hatta bu doğa olayı oluştuğunda kısa süreli farklı üretim teknikleri uygulanır. Çünkü dolu ürünü ve toprağı olumsuz etkiler.
    Kar ve Dolu Oluşumu
    sudamlasi.jpg
    Yağmurun oluşması iyi bilinmesine rağmen suyun katı evresi su çevriminin süreçleri arasında en az bilinenidir. Bununla birlikte, sıcaklıkları, çiğ noktasınınkinin oldukça altında olan bulutlarda su buharının bulunduğu kanıtlanmıştır. Aynı şekilde, su 0 0C’ın oldukça altındaki sıcaklıklarda sıvı halde bulunur. Su buharı ve sıvı su bulutları buz bulutlarından çok daha fazladır. Özellikle –41 0C’a kadar sıvı halde bulunabilir. Bulutlu hava “donma çekirdekleri” içerdiği zaman bu aşırı erime sona erer.
    Kısaca kar için birinci koşul bir bulutun yani sıvı su içeren bir meteorun varlığını gerektirir. Bu koşul yağmur içinde gereklidir. Zaten bulutlu oluşumların yağmurları, buluttaki buz kristallerin çevresindeki sıvı suyu azaltarak, irileşmesinin neden olduğu daha önceki bir kar yağışından ileri gelir. Yer yüzüne kar yağması için alt katmanların sıcaklığı 0 0C’nın altında olması yeterlidir, bu karın yere düşmeden önce erimesini önler. Kuvvetli kar yağışları, aşırı erime halinin yükseltide durması şeklinde açıklanır.(Donma çekirdekleri etkisi)
    Böylece karın oluşması için iki koşu gereklidir:
    Aşırı erimenin sürmemesi için oldukça fazla sayıda çekirdeğin bulunması ve yükseltide sıcaklığın oldukça düşük olması,
    Karın yağmura dönüşmemesi için yerdeki sıcaklık 0 0C’ın altında olmaması.
    Düşey devinimler çok şiddetli aşırı erime damlalar, içerde hava kabarcıklarını da koruyarak, birdenbire katılaşırsa kar yerine dolu yağar.
    Kar, ya yıldız ya prizma biçiminde kristaller ya da yumaklar halindedir. Kristaller, çok düşük sıcaklıklarda(genellikle yüksek enlemlerde) oluşan soğuk, ince ve kuru kardan meydana gelir.

    Yağmur nedir,Nasıl oluşur?

    Havadaki su buharının gerekli (uygun) ortama ulaştıktan sonra yoğunlaşarak yeryüzüne su damlacıkları halinde düşmesi. Yağmurun önemi çok büyüktür. Çünkü bütün canlıların hayatlarının devam etmesi, büyük ölçüde suya bağlıdır. Bu suyun tabii olarak gerek canlılar ve gerekse bitkiler tarafından temin edilebilmesi ise yağmurun yağmasına bağlıdır. Yağmur, zamanında yeter derecede yağmazsa toprak nemsiz kalacağından bitkiler kendi ihtiyaçları olan suyu alamayıp kuruyacaktır. Yine hayvanlar ve insanlar da bu kuraklık neticesi sularını temin edemeyeceklerdir. Bu arada tarım alanları da sulanamayacağı için yiyecek sıkıntısı da olacaktır. Bu ehemmiyetinden dolayı, dinimiz yağmuru rahmet olarak da adlandırmaktadır.
    Yağmurun meydana gelişi: Yağmur, suyun su-buhar-yağmur çevriminin bir parçasıdır. Bilindiği gibi su normal şartlarda sıvı halinde bulunur. Sıcaklığın artmasında buhar haline dönüşen su, havaya yükselerek bulut kümeleri halinde toplanır. Genelde suyun daima 100°C’de buharlaştığı sanılır. Su havanın basıncına bağlı olarak 100°C’nin altındaki sıcaklıklarda da, mesela 20°C civarında da buharlaşabilir. 100°Cise 1 atmosfer basınç altında suyun kaynama ve hızlı buharlaşmaya başladığı noktadır.
    Bulutların meydana gelmesini sağlayan su kaynakları büyük ölçüde okyanuslar, denizler, göller ve nehirlerdir. Hava sıcaklığının artmasına bağlı olarak suyun buharlaşması fazlalaşır. Bu yüzden sıcak kuşak denizleri (ekvator bölgeleri) bulutların en fazla meydana geldiği yerlerdir.
    Sıcaklığın artması suyun buharlaşmasını arttırdığı gibi; havanın bu buharları (nemi) taşıma kapasitesini de yükseltir. Misal olarak 1 m3 hava 0°C’de 17,3 gram nem taşıyabilir. Bu sıcak havaların daha fazla yağış getirebileceğini de göstermektedir. Nitekim lodostan esen rüzgarlar sıcak bölgelerden geldiğinden çoğu defa yağışı da beraberinde getirmektedirler. Ama bu mutlaka böyle olur demek değildir. Diğer yönlerden esen rüzgarlar da yağış getirebilirler.
    Buharlaşarak havaya karışan su zerrecikleri havada yükselmeye başlar. Bu zerrelerin kümeleşmesi bizim bulut dediğimiz olaydır. Bulutlar içindeki nem oranının azlığına, çokluğuna göre alçakta veya yüksekte toplanır. Nemi en fazla olanlar alçak olanlardır. Bu alçak bulutlar çok çabuk yağmur haline dönüşebilir. Bununla birlikte yüksek bulutlar da aşağıda belirtilecek olan şartların meydana gelmesiyle yağış haline dönüşebilir.
    Bunların yağış haline dönüşebilmesi için, bulutu taşıyan havanın sıcaklığının düşmesi lazımdır. Şöyle ki; havanın sıcaklığının artmasıyla taşıyabileceği nem oranının da artmasına mukabil, havanın sıcaklığının düşmesiyle de taşıyabileceği maksimum nem miktarı da azalacaktır. Bu miktarın üzerindeki nem tekrar yoğunlaşarak su haline gelir. Bu su damlacıkları ise yerçekimine tabi olarak aşağıya düşmeye başlayınca artık yağmur adını alır. Yağmur başlıca şu hallerde meydana gelebilir:
    1. Denizlerden suyun buharlaşarak yükselmesi neticesinde kümeleşen bulutlar rüzgarla birlikte sürüklenerek soğuk yerlere giderek yoğunlaşır ve yağış haline dönüşür.
    2. Bu bulutlar yüksek dağ silsilelerine çarparak alçaklara göre soğuk olan bu yerlerde yağışlar meydana getirirler. Misal olarak Rize dolaylarının fazla yağış alması bu sebeptendir.
    3. Havanın alçak basınç alanlarından gelen bulutlar yüksek basınç alanlarıyla karşılaşınca yine yağış
    meydana gelir. Çünkü basıncın yükselmesi yoğunlaşmayı arttırır.
    Dünyada en fazla yağış alan yerler ekvator bölgesi ve muson memleketleridir. Buralarda sıcaklık çok yüksek olduğundan buharlaşma da çok olur. Bu buharlar bu bölgelerdeki yüksek yerlere çarparak veya soğuk memleketlerden gelen rüzgarlara çarparak hemen yağmur haline dönüşüverir. Bu bölgeler bütün yıl yağışlıdır.
    Diğer yerlerdeki karaların kıyıları iç kısımlarına göre daha fazla yağış alır. Denizden gelen bulutlar daha iç kısımlara gitmeden kıyı bölgelerinde yağmuru sıcak farkından dolayı bırakır. Bu yüzden denizden uzak memleketlerde kuraklık daha fazla olur. Umumiyetle kıtaların batı kıyıları daha fazla yağış alır. Bunun sebebi ise rüzgarların büyük ölçüde batıdan esmesidir.
    Havada yağmurun meydana gelebilmesi için toz ve minerallerden hasıl olan yoğunlaşma çekirdeklerinin olması gerektiği anlaşılmıştır. Bu çekirdekler rüzgar vs. gibi atmosferik olaylarla havaya karışan toz mineralcikleridir. Yoğunlaşma bu çekirdekler etrafında başlamaktadır. Bu hadiseden kaynaklanarak sun’i olarak yağmur yağdırılıp yağdırılamayacağı araştırılmış ve neticede yağmur bombaları imal edilmiş. Bu bombaların esası da bulutun içinde sun’i olarak yoğunlaşma çekirdeklerini taşıyan bu bombanın patlatılarak bu çekirdekleri bulut içine dağıtmaktan ibarettir.
    Sun’i olarak yağmur bombası ile yağmur yağdırabilmek için yağışa elverişli bulutların bulunması gerekir. Yoksa hiç bulut yokken bomba ile yağmur yağdırılması demek değildir. Bu bir nevi bulutların sağılmasıdır.

    Kar Nasıl Oluşur? Dağ ortamında Kar ve Buz çeşitleri

    kar-buz.jpg
    Atmosferdeki su buharı donma ısısı altındaki derecelerde yoğunlaşınca kar kristalleri ortaya çıkar. Bunlar mikroskobik boyuttaki toz parçacıkları gibi yabancı maddelerin çekirdekleri çevresinde oluşur ve atmosferdeki su buharı yoğunlaşıp bunlara katıldıkça büyürler. İnce su tanecikleri de kar kristallerinin büyümesine katkıda bulunur. Genelde kristaller altıgen şeklinde olsalar da, boyut ve şekil farklılıkları sonsuzdur ve bunlara plakalar, kolonlar ve iğneler dahildir. Bu şekiller, hava ısısı ve su buharı miktarına göre değişir.
    Kar nasıl oluşur?
    Bir kar kristali, değişik ısı ve su buharı koşulları içeren hava kütleleri arasından düşerken, daha karmaşık veya birleşik çeşitler oluşabilir. Donmaya yakın ısıdaki havadan geçen kristaller, bir araya gelip yapışınca kar tanelerini oluşturur, içinde su damlacıkları içeren havadan düşen kar kristallerine su damlacıklarının donmasıyla graupel (yumuşak dolu) olarak bilinen yuvarlak kar parçacıkları oluşur.
    Yeni yağan karın yoğunluğu hava koşullarına bağlıdır. Aşırı soğuk ve çok durgun koşullarda en az yoğunluktaki kar (hafif ve kuru) yağar. Aşırı düşük ısılarda yeni kar ince, taneli ve biraz daha yoğundur. Genel bir kural olarak ısı arttıkça, kar yoğunlaşır (ağır ve ıslak olur), ancak bu yoğunluk -7 C’den O C’a kadar çok farklıdır. En büyük yoğunluk donmaya yakın ısıda düşen iğne kristallerde görülür. Yeni yağan kardaki su oranı yüzde birden, yüzde otuza kadar değişebilir ve dağlardaki karın ortalama su oranı yüzde 7 ila 10’dur. Şiddetli rüzgar düşen kristalleri bir araya yığıp yoğun, ince taneli kar yarattığı için, rüzgar da kar yoğunluğunu etkileyecektir. Rüzgar şiddeti arttıkça kar yoğunluğu da artar.
    Kar Örtüsünün Yüzey Şekilleri
    Rüzgar, ısı, güneş, donma – erime çevrimi ve yağmurdan etkilenen kar ve buz, sonsuz bir yüzey değişimi yaşar.
    kar-kristalleri.jpg
    Kar Durumu ve Karda Seyahate Etkileriye Tehlikeleri
    Rüzgârla donan ıslak kar (rime): Hemen yer seviyesinde oluşan bir kar türüdür. Su damlacıklarının ağaçlar, kayalar ve rüzgâra maruz kalan diğer objeler üzerinde donmasıyla oluşan donuk beyaz renkli yoğun artıktır. Bu tür kar rüzgâr yönünde birikir.
    islak-kar.jpg
    Şekil olarak geniş, tüyümsü çıkıntılar veya sadece sağlam bir kabuk yaratabilir ama normal kristal oluşumu yoktur.
    Donuk buhar (hoarfrost): Bu da yer seviyesinde oluşan bir diğer kar türüdür. Rüzgârla donan karın tersine, donuk buhar belirgin kristal şekilleri sergiler: yaprak, çanak ve kıvrık şekiller gibi. Bu tür kar, atmosferdeki buharın doğrudan katı hale dönüşmesi olan süblimleşme olayı ile katı cisimler üzerinde oluşur.
    donuk-kar.jpg
    Karın üzerinde oluşursa yüzey donuğu olur ve genellikle soğuk, açık gecelerde ortaya çıkar. Kristallere güneş ışığında bakılınca kırılgan, tüylü ve parıl parıl oldukları görülecektir. Yüzeyde bu tür kalın bir donuk örtüsü varken eğlenceli kırılma sesleriyle birlikte hızlı, mükemmel kayak yapılabilir.
    Toz kar: Hafif tüy gibi olan yeni yağmış kar için kullandan yaygın isimdir. Ancak toz kar daha isabetli şekilde, tüylü bir kristalin girinti ve çıkıntılarındaki büyük ısı farkları nedeniyle yapışma özelliklerinin bir kısmım kaybetmiş olan yeni kar olarak tanımlanabilir. Değişme uğramış kar gevşek ve toz haldedir; yamaç aşağı kayağa uygundur ve kuru – gevşek kar çığlarına yol açabilir, içinde çoğunlukla hava tuttuğu ve üstüne ağırlık binerse içine batacağı için, toz karda yürümek ve tırmanmak zor olur.
    Mısır kar: Bahar başındaki erime döneminin başlamasıyla gelen iyi hava dönemi sonucunda kar yüzeyinde oluşan iri, yuvarlak kristallere genellikle mısır kar denilir. Kristaller karın her gün eriyip yeniden donması sonucunda oluşur.
    misir-kar.jpg
    Gece donduktan sonra gündüz açılan mısır kar, kayak ve ayak izi açarak yürümek için çok iyi zemin yaratır. Erimenin devam ettiği günün devamında, bu tür karda yürümek batak bir hal alır. Öğleden sonra ise, eriyen karın suyunun alttaki tabakaları ıslatıp kayganlaştırmasıyla ıslak kar çığları oluşabilir. Özellikle kayak, snowboard veya kar motosikletleri ve ayakta kayma yordamlarıyla kara baskı verilirse, bu ihtimal artacaktır.
    Çürük kar: Bu tür kar, üstte kalan sert kar tabakalarının altında yer alan yumuşak ıslak kar tabakalarıyla karakterize olan bir bahar koşuludur. En kötü şeklinde bir kayakçının ağırlığını bile tutamaz. Sabahleyin iyi bahar kayağı koşulları yaratan kar, öğleden sonra çürük kara dönüşebilir. Altta kalan donuk karın ıslanıp sahip olduğu zaten kısıtlı gücü de yitirmesiyle çürük kar oluşur. Bunun sonucunda, ıslak kar veya tabaka kar çığları ortaya çıkacaktır. Erciyes dağı gibi, karasal iklime sahip bölgeler bu tür karı oluşturur. Güney kıyılarımızda yer alan dağlar gibi deniz iklimi olan yerlerde, genelde derin ve yoğun bir kar tabakası olduğu için çürük kar koşullarına rastlama ihtimali daha azdır.
    Karda erimeyle oluşan kabuk türleri: Kar yüzeyindeki erime sonucu oluşan suyun yeniden donarak kar kristallerini birbirine tutunan bir tabaka haline getirmesiyle, karın üzerinde sert bir tabaka oluşur.
    Güneş ile oluşan kar kabuğu: Bu, erimeyle oluşan kabukların en sık rastlananıdır. Bu tür kabuk oluşturabilecek ısılar, güneşin yanı sıra ılık hava ve kar yüzeyinde yoğunlaşmayla da olabilir. Kışın ve bahar başında, kardaki kabuğun kalınlığı genellikle erimenin olduğu tabakayla belirlidir. Bu tür kar genelde basınca kırılıp içine gömülecek kadar incedir ve kayak veya yürüyüşü zorlaştırır. Bahar sonu ve yaz dönemlerinde kar örtüsü su içerdiği için, bu tür kabukların (ortalama 10 cm’den incedir) kalınlığı gecenin ne kadar soğuk olduğuna göre değişir.
    Yağmur ile oluşan kar kabuğu: Bir diğer tür kar kabuğudur; yağmur suyu kar tabakalarından süzülünce oluşur. Yağmur suyu kardan süzülürken genelde belirgin yolları izler ve donduktan sonra kar kabuğunu alttaki tabakalara tutturan parmaksı yapılar oluşturur. Bu özellik sayesinde kar örtüsü çığa dayanıklı hale gelir ve dayanıklı yürüme yüzeyleri oluşturur. Özellikle, yükseklerde bile yağmurun sık görüldüğü kıyıya yakın dağlık bölgelerde buna rastlanır. Donup parlak bir hal almış kabuklar çok kaygan ve tehlikeli olabilir.
    Rüzgâr ile tabakalaşan yığma kar (wind- slab): Yüzeydeki kar tabakaları rüzgarla bozulduktan sonra kar zaman içinde sertleşir.(Alıntıdır.)

    Selam arkadaşlar; benim de açmayı düşündüğüm bazı istekler doğrultusunda konularımızın aktiflik durumuna bağlı olarak genel kültürümüzü geliştirmek adına buradan Ülkemizde yer alan; Diller,lehçeler,şiveler, yöresel ağızlar ile alakalı sözcükler,deyimler,cümleler,nidalar,atasözlerinin farklı okunuşları,gibi kütürel dil zenginliklerimizi hem tanımak, hem tanıtmak adına bu konuyu açmaya karar verdim.( Not:Aşağılayıcı,alaycı,küfür,hakaret,siyasi,dini zedeleyici,cinsel içerikli vs.dil kullanımlarından sakınalım.Hayırlı forumlar  ;)
    t%C3%BCrk%C3%A7e-%C5%9Fiveler.jpg
    tarzı :D ayrıca türk dilinin yayılışı hakkında;makaleler,söyleşiler,tarihi yazılar,nasıl var olduğu kaç koldan ayrıldığı lehçelerin nasıl oluştuğu?,şivelerin nasıl oluştuğu?, ağızların nasıl oluştuğu? ile alakalı bilgilendirici notları da paylaşalım. Hem öğrenelim hem öğretelim. (Unutmayalım ki; bilmemek değil;öğrenmemek ayıp).... :thumbup:

    Pek rağbek görürmü bilmem ama bence önemli.Yöresel dil konusu açılabilir mi?Dilimizin yüzyıllara varan bir geçmişi var.Her ile,aynı ile ait olsa da farklı şive,söyleme,anlam ve mana farklılıkrı var.Burada renkli bir köşe olabilir.Yaşlılarımızdan(ben hariç)duyulan,öğrenilen,kulakta kalanlar buraya yazılabilir.Yeri gelir gülünür,yeri gelir anlam ve manasına hayranlık duyulur.
    iki örnek vereyim..
    Köyümde r harfiyle başlayan kelimeler,isimler
    Ramazan-ırmızan
    Raf-ıraf

    bunu değerlendireceğim abi karadeniz,akdeniz,ege,marmara,doğu ve g.doğu tüm yöreleri ve bölge şive lehçe dillerini paylaşalım. bunun ile alakalı konu açacağım en geç yarın;)